I use a blow dryer to dry my hair.
- Saçımı kurutmak için saç kurutma makinesi kullanırım.
I hung the laundry out to dry last night and by morning it had frozen hard as a rock.
- Dün gece kurutmak için çamaşırı dışarı astım ve sabaha kadar kaya gibi donmuştu.
Mary uses eyedrops for her dry eyes.
- Mary kuru gözleri için göz damlaları kullanır.
These clothes are finally dry.
- Bu giysiler nihayet kuru.
Their job is to fell the dead trees.
- Onların işi kurumuş ağaçları kesip devirmek.
A dead leaf fell to the ground.
- Kuru bir yaprak yere düştü.
Tom was named the head of the organization after the director retired.
- Müdür emekli olduktan sonra Tom kuruluşun başına tayin edildi.
He is playing an important role in our organization.
- O, kuruluşumuzda önemli bir rol oynuyor.
The weather's so good I think I'll hang the laundry out to dry.
- Hava çok iyi, kuruması için çamaşırlarımı dışarıya asmayı düşünüyorum.
That shirt used to look really nice on you, but I think it shrank in the dryer.
- Eskiden bu gömlek sana çok yakışırdı ama sanırım kurutma makinesinde çekmiş.
Somebody has stolen my hair dryer.
- Birisi saç kurutma makinemi çaldı.
I put my clothes in the dryer.
- Elbiselerimi kurutma makinesine koydum.
Because of the drought, the grass has withered.
- Kuraklık nedeniyle çimler kurudu.
It's the most arid landscape I've ever seen.
- Bu şimdiye kadar gördüğüm en kuru peyzaj.
Tom's shirt is drying.
- Tom'un gömleği kuruyor.
Tom is drying the dishes.
- Tom bulaşıkları kuruluyor.
The pond dried up last summer.
- Gölet geçen yaz kurudu.
Dried fish is not to my taste.
- Kurutulmuş balık benim damak tadıma uygun değil.
Dan, the son of a poor man, dreamed of a university education.
- Yoksul bir adamın oğlu olan Dan, bir üniversite eğitiminin hayalini kuruyordu.
I can't squeeze juice out of this orange. It's dry.
- Bu portakalın suyunu sıkamıyorum. O kuru.
This blotting paper absorbs ink well.
- Bu kurutma kağıdı mürekkebi iyi emer.
Blotting paper absorbs ink.
- Kurutma kağıdı mürekkebi emer.