Onu kontrol etmek için bir şirket kurdular.
- They formed a company to control it.
El yıkama, bakterileri kontrol etmek için bir yoldur.
- Hand washing is one way to control bacteria.
Doğum kontrolü için bir prezervatif kullandın, değil mi?
- You used a condom for birth control, right?
Enflasyon kontrolün dışına çıkıyor.
- Inflation is getting out of control.
Kendinizi kontrol etmelisiniz.
- You must control yourself.
Kendinizi kontrol etmeye çalışın.
- Try to control yourself.
İnka İmparatorluğu yönetimi her şeyi kontrol etti.
- The government of the Inca Empire controlled everything.
Tom beni denetimde bıraktı.
- Tom left me in control.
Tom, Xbox One denetimcisini DualShock 4'ün üstünde tercih ediyor.
- Tom prefers the Xbox One controller over the DualShock 4.
Nobody can control us.
- Niemand kann uns kontrollieren.
Tom tried to control his breathing and remain calm.
- Tom versuchte, seinen Atem zu kontrollieren und ruhig zu bleiben.
We'll check on it right now.
- Wir kontrollieren das jetzt gleich.