Tom Mary'ye şefkatli bir öpücük verdi.
- Tom gave Mary a tender kiss.
O, bir öpücükle onu şaşırttı.
- She surprised him with a kiss.
Tom o anda orada Mary'yi öpmek istedi.
- Tom wanted to kiss Mary then and there.
Seni öpmek istiyorum.
- I'd like to kiss you.
Bana bir veda busesi ver.
- Give me a goodbye kiss.
Tom Mary'yi yalnız bulur bulmaz, onu öpmeye başladı.
- As soon as Tom got Mary alone, he started kissing her.
Tom Mary'nin onu niçin Fransız öpücüğüyle öpmeyeceğini merak etti.
- Tom wondered why Mary wouldn't French kiss him.
Kimse bir kötümserle öpüşmek istemiyor.
- No one wants to kiss a pessimist.
Öp beni! Ne, gerçekten mi? Sen öpüşmek yok demedin mi?
- Kiss me! What, really? Didn't you say no kissing?
Tom ve Mary öpüşmeye son verdiler.
- Tom and Mary stopped kissing.
6 Temmuzun Uluslararası Öpüşme Günü olduğunu biliyor muydunuz?
- Did you know that July 6 is the International Kissing Day?
Gelin damat tören bitince öpüştüler.
- The bride and groom kissed when the ceremony ended.
Şirket politikasına ters olmasına rağmen, Tom ve Mary her karşılaşmada öpüşür ve birbirlerine sarılırlardı.
- Even though it's against company policy, Tom and Mary kiss and hug every time they meet.
Yasal bir öpücük çalıntı olanla asla eş değerde değildir.
- A legal kiss will never equal a stolen one.
Soldan beşinci adamı öp.
- Kiss the fifth man from the left.
Ben sınıfa girdiğimde Tom Mary'i öpüyordu.
- Tom was kissing Mary when I walked into the classroom.
Mary'yi öptükten sonra, Tom işe gitti.
- After kissing Mary, Tom left for work.
Onlar öpmekten vazgeçtiler.
- They stopped kissing.
Onlar öpmeye başladılar.
- They started kissing.
The nearside of the car just kissed a parked truck as he took the corner at high speed.
... So everybody wants to know about you and kissing girls. ...