kayık

listen to the pronunciation of kayık
Турецкий язык - Английский Язык
{i} kayak
boat

Some boats are on the lake. - Bazı kayıklar gölün üstündedir.

Let's hope this boat engine doesn't give up the ghost when we're halfway to Hawaii. - Hawaii'e giderken, bu kayık motorunun yarı yolda bozulmayacağını umalım.

small craft
bateau
caique, skiff
caique
rowing boat
wherry
slipped to one side
caique-shaped
glider
small boat, rowing boat, rowboat, caïque
rowboat

There's a rowboat right over there. - Tam orada bir kayık var.

Tom helped Mary out of the rowboat. - Tom Mary'ye kayıktan çıkmasına yardım etti.

small boat
ferry
sampan
watercraft
shallop
kayık işletme işi
boats business business
kayık küreği
boat oar
kayık tabak
boat
kayık biçiminde yüzdürme dubası
camel
kayık salıncak a boat-shaped swing
(holding two people)
kayık tabak
(oval) platter
kayık şeklinde
navicular
karadan yapılan kayık taşımacılığı
carry
hafif kayık
(Askeri) wherry
ağaç kütüğünden kayık
dugout
bez kaplı kayık
coracle
dalgalara dayanıklı kayık
surfboat
hafif kayık
skiff
iki çifte kayık/ çifteli
rowboat with two pairs of oars
küçük altı düz kayık
dory
küçük kayık
wherry
küçük kayık
cockleshell
küçük kayık
cockle
küçük kayık
cockleboat
lastik kayık
rubber dinghi
sepet işi kayık
coracle
yelkenli kayık
sailing boat
yolcuları gemiden kıyıya taşıyan kayık
tender
çember kayık
a boat with a round stern
Турецкий язык - Турецкий язык
kayık
Избранное