He blew soap bubbles.
- O, sabun kabarcıklarını üfledi.
This soap makes a lot bubbles.
- Bu sabun çok kabarcıklar yapar.
He blew soap bubbles.
- O, sabun kabarcıklarını üfledi.
The girl is blowing bubbles.
- Kız kabarcıkları üflüyor.
The one whose butt got burned has to sit on the blisters.
- Poposu yanan kişi kabarcıkların üstünde oturmak zorundadır.
I got blisters from the burn.
- Yanıktan kabarcıklar aldım.