injury, wound

listen to the pronunciation of injury, wound
Английский Язык - Турецкий язык

Определение injury, wound в Английский Язык Турецкий язык словарь

hurt
{f} kâlbini kırmak

Biz onların kalbini kırmak istemiyorduk. - We didn't mean to hurt them.

Ben asla onun kalbini kırmak istemedim. - I never meant to hurt him.

hurt
{f} ağrımak
hurt
{f} rencide etmek
hurt
{i} üzüntü
hurt
{i} yaralı

Yaralı değilsin, değil mi? - You're not hurt, are you?

Tom'un yaralı olduğunu anlıyorum. - I understand that Tom is hurt.

hurt
{i} ızdırap
hurt
{f} küstürmek
hurt
ağrıtmak
hurt
zedelemek (bir uzvu)
hurt
ziyan
hurt
bir uzva zarar vermek
hurt
yaralamak (bir uzvu)
hurt
canı yanmak
hurt
üzmek
hurt
kırılmak
hurt
gücüne gitmek
hurt
kırmak

Senin kalbini kırmak istemiyorum. - I don't want to hurt you.

Onun duygularını kırmak istemiyorum. - I don't want to hurt her feelings.

wound, injury, sore
yara, yaralanma, yara
hurt
(fiil) kâlbini kırmak, yaralamak, incitmek, acıtmak, rencide etmek, acımak, küstürmek, ağrımak, canını yakmak, kırmak, zarar vermek, zarar görmek, incinmek
hurt
hurtfullyzarar ve
hurt
hurtfulzararlı
Английский Язык - Английский Язык
{i} hurt