Tom swiftly approached Mary and snatched her purse from her.
- Tom hızla Mary'ye yaklaştı ve cüzdanını ondan kapkaç yaptı.
His fingers ran swiftly over the keys.
- Parmakları klavyenin üzerinde hızla hareket etti.
She quickly went up the stairs.
- O hızla merdivenlerden yukarı gitti.
The argument quickly got out of control.
- Tartışma hızla kontrolden çıktı.
Her proficiency in English rapidly improved.
- Onun İngilizcedeki yeterliliği hızla gelişti.
The announcer can talk rapidly.
- Spiker hızla konuşabilir.
The market for luxury goods is growing fast.
- Lüks ürün pazarı hızla büyüyor.
The world is changing fast.
- Dünya hızla değişiyor.
The birds chirp loudly while flying rapidly.
- Kuşlar hızla uçarken yüksek sesle cıvıltı yaparlar.
They left their house quickly.
- Onlar hızla evlerini terk ettiler.
He acted quickly and put out the fire.
- O hızla hareket etti ve yangını söndürdü.
Software is getting slower more rapidly than hardware becomes faster.
- Yazılım donanımın hızlanmasından daha hızlı yavaşlıyor.
Since the student has worked very hard, he is making rapid progress.
- Öğrenci sıkı çalıştığından beri hızla ilerliyor.
Light travels at a velocity of 186,000 miles per second.
- Işık saniyede 186.000 millik bir hızla hareket eder.
The velocity of light is about 186,000 miles per second.
- Işık hızı saniyede yaklaşık 186.000 mildir.
In towns, speed is limited to 50 km/h.
- Şehirlerde, hız saatte 50 km ile sınırlıdır.
Ken was fined 7,000 yen for speeding.
- Ken hızdan dolayı 7.000 yen para cezasına çarptırıldı.
He walked at a quick pace.
- O büyük bir hızla yürüdü.
Please don't walk so fast. I can't keep pace with you.
- Lütfen çok hızlı yürüme. Sana ayak uyduramıyorum.
They walked at the rate of three miles an hour.
- Saatte üç mil hızla yürüdüler.
I'm amazed by the rate at which industries grow.
- Sanayinin büyüme hızına şaşırdım.
The application allows you to quickly calculate the ratio of body mass index - BMI.
- Uygulama, vücut kütle indeks oranını hızlı bir şekilde hesaplamanı sağlıyor.
In the future, humans will use spaceships to travel around the galaxy at speeds faster than light.
- Gelecekte, insanlar ışıktan daha hızlı hızlarda galaksi etrafında seyahat etmek için uzay gemileri kullanacaktır.
The airplane is capable of supersonic speeds.
- Uçak sesten hızlı hızlara ulaşabilir.
The battle quickly became fierce and bloody.
- Savaş hızla şiddetli ve kanlı oldu.
Mary hastened back to her room.
- Mary hızla odasına geri döndü.
The mistake hastened his retirement.
- Hata onun emekliliğini hızlandırdı.
Away went the car at full speed.
- Araba son hızla uzaklaştı.
He headed for the door at full speed.
- O, son hızla kapıya doğru gitti.