halkçı

listen to the pronunciation of halkçı
Турецкий язык - Английский Язык
democrat
populist, populistic
(a) populist
halk
public

Let's keep public places clean. - Halka açık yerleri temiz tutalım.

Please refrain from smoking in public places. - Lütfen halka açık yerlerde sigara içmekten imtina edin.

halk
folk

Tom played a Spanish folk tune on his English horn at a Chinese restaurant in France. - Tom, Fransa'da bir Çin lokantasında İngiliz borusu ile İspanyol halk melodisi çaldı.

My older brother started to take interest in Japanese folk songs when he was around 12 years old. - Benim abim yaklaşık 12 yaşındayken Japon halk şarkılarına ilgi duymaya başladı.

halk
(Hukuk) people

The British people in general are extremely fond of their pets. - İngiliz halkı genel olarak evcil hayvanlarına son derece düşkündür.

People of Almaty, let us create a child-friendly city! - Alma-Ata halkı, haydi çocuk dostu bir şehir yaratalım!

halk
community

She sacrifies herself for the community. - Halk için kendini kurban ediyor.

They went to the community pool. - Onlar halka açık yüzme havuzuna gittiler.

halk
popular

Die Lorelei is a popular German folk song. - Lorelei bir popüler Alman halk şarkısıdır.

Nixon won the election of 1972 by a huge popular vote. - Nixon, 1972 yılı seçimini büyük bir halk oyuyla kazandı.

halk
population

We want the government to serve the entire population. - Hükümetin tüm halka hizmet etmesini istiyoruz.

The whole population of New Zealand is 3,410,000, and one seventh of it are the Maori people. - Yeni Zelanda'nın tüm nüfusu 3.410.000 olup, bunun yedide biri Maori halkıdır.

halk
{i} commune
halk
ordinary people
halk
country

The people of this country are sick and tired of politics as usual. - Bu ülkenin halkı her zamanki gibi politikadan bıkıp usanmış durumdadır.

In my country, our people don't like others who are cleverer than them. - Benim ülkemde halkımız kendilerinden daha akıllı olanları sevmezler.

halk
subjects

I use a three-ring binder for all my subjects instead of a notebook for each one. - Her biri için bir dizüstü bilgisayar yerine bütün konularım için üç halkalı klasör kullanırım.

halk
general public

The mayor addressed the general public. - Belediye başkanı halka hitap etti.

halk
file
halk
peoples

Native Americans are the indigenous peoples of the United States. - Kızılderililer, Birleşik Devletler'in yerli halkıdır.

Many Pacific peoples immigrate to New Zealand, the home of the Polynesian Maoris. - Birçok Pasifik halkları, Polinezya Maorilerin vatanı Yeni Zelanda'ya göç ederler.

halk
folks

I'm sure your folks miss you. - Eminim ki halkın seni özlüyordur.

Where do your folks live? - Senin ev halkı nerede yaşıyor?

halk
plebs
halk
general

The British people in general are extremely fond of their pets. - İngiliz halkı genel olarak evcil hayvanlarına son derece düşkündür.

I don't think we can trust the polls to tell us what the general populace thinks about the candidates. - Genel halkın adaylar hakkında ne düşündüğünü anketlerin bize söylemesine güvenebileceğimizi sanmıyorum.

halk
grass roots
Avrupa Halkçı Parti grubu
(Hukuk) European People's group
halk
people, nation, public, folk; people, populace
halk
demo

Democracy is the government of the people, by the people, for the people. - Demokrasi; halkın, halk için, halk tarafından yönetilmesidir.

The first lesson in democracy is to abide by the will of the people. - Demokraside ilk ders halkın iradesine uymaktır.

halk
the vulgar
halk
populace

I don't think we can trust the polls to tell us what the general populace thinks about the candidates. - Genel halkın adaylar hakkında ne düşündüğünü anketlerin bize söylemesine güvenebileceğimizi sanmıyorum.

The populace have never forgotten the president's generosity. - Halk, başkanın cömertliğini hiç unutmadı.

halk
demos
halk
the people

The new law was enforced on the people of the island. - Yeni yasa ada halkına zorla kabul ettirildi.

The people voted in November. - Halk Kasım ayında oy verdi.

halk
communal
halk
the community

Tom's death shocked the community. - Tom'un ölümü halkı şok etti.

They went to the community pool. - Onlar halka açık yüzme havuzuna gittiler.

halk
vulgar
halk
the crowd
halk
the million
halk
million
halk
the common people
Английский Язык - Английский Язык

Определение halkçı в Английский Язык Английский Язык словарь

halk
A nook; a corner
Турецкий язык - Турецкий язык
Halkın yararı için uğraşan (kimse)
popülist
Halk
cumhur
halk
Yöneticilere göre bir ülkedeki yurttaşların bütünü: "Bilmiyorlar ki halk, halkın diliyle konuşan sanatkârla birliktir."- O. V. Kanık
halk
Belli bir bölgede veya çevrede yaşayanların bütünü: "Bütün köy halkı orada idi."- Ö. Seyfettin
halk
Aynı ülkede yaşayan, aynı uyrukta olan insan topluluğu
halk
Belli bir bölgede veya çevrede yaşayanların bütünü
halk
Bir ülke içerisinde yaşayan değişik soylardan insan topluluklarının her biri
halk
Yöneticilere göre bir ülkedeki yurttaşların bütünü
Halk
ahali
halk
Aynı soydan gelen, ayrı ülkelerin uyruğu olarak yaşayan insan topluluğu
halk
Yaratma
halk
Aydınların dışında kalan topluluk
halk
(Osmanlı Dönemi) yarâtma, var etme
Halk
avam
HALK
(Osmanlı Dönemi) Boğaz
HALK
(Osmanlı Dönemi) Tıraş etmek
Halk
folk
Halk
(Osmanlı Dönemi) HİCCİRE
Halk
el
Halk
beraya
Halk
enam
Halk
(Osmanlı Dönemi) ÂLEM
halkçı
Избранное