Cambridge Üniversitesi'nde öğrenim zorluğu çok yüksek olmasına rağmen, çok sayıda öğrencinin hâlâ dışarı çıkmak ve eğlenmek için zamanı var.
- Although the pressure of studying at the University of Cambridge is very high, many students still have time to go out and have fun.
Bir yerde içki içmek için dışarı çıkmak ister misiniz?
- Would you like to go out to have a drink somewhere?
İşten sonra bir içki için dışarıya çıkmak ister misin?
- Would you like to go out for a drink after work?
Onunla dışarıya çıkmak eğlenceli.
- It's fun to go out with her.
Benimle flört etmek ister misin?
- Would you like to go out with me?
Dün dışarı çıkmak zorunda kaldım.
- I was obliged to go out yesterday.
Bir yerde içki içmek için dışarı çıkmak ister misiniz?
- Would you like to go out to have a drink somewhere?
Dışarı gitmektense evde kalmayı tercih ederim.
- I would rather stay home than go out.
Tom muhtemelen dışarı gitmek ve oynamak istedi.
- Tom probably wanted to go out and play.
Keşke dışarı çıktığın zaman kapıyı kapatsan.
- I wish you would shut the door when you go out.
Baba, dışarıya çıkıp oyun oynayabilir miyim?
- Daddy, may I go out and play?
They went all out for his eightieth birthday party and chartered a tour boat on the bay.
The lights went out.
They've been going out since for 3 years now, but still live apart.
He thought Nehru jackets went out only in the late seventies.
After going to Joan's for dinner, they went out.
And cold the poor man lies at night, / And so goes out the year.