Bu nasıl yapılmış olabilir?
- How could it have been done?
O, iyi yapılmış bir işti.
- It was a job done well.
Tom Mary'nin çok yorgun olduğunu söyledi.
- Tom said Mary was done.
Tom çok yorgun görünüyordu.
- Tom seemed to be done.
O, bir günde yapılabilir.
- It can be done in a day.
Ev ödevimi yaptıktan sonra ,televizyonda beyzbol oyununu izledim.
- Having done my homework, I watched the baseball game on television.
Etimi iyi pişmiş severim.
- I like my meat well done.
Bifteğimi iyi pişmiş istiyorum.
- I'd like my steak well done.
Benim vardiya neredeyse bitti.
- My shift's almost done.
Gazete ile işin bitti mi?
- Are you done with the paper?
Tom yaptıklarından pişman olmuş gibi görünüyordu.
- Tom seemed to regret what he had done.
Bifteğimi iyi pişmiş istiyorum.
- I'd like my steak well done.
Etimi iyi pişmiş severim.
- I like my meat well done.
Tom yaptığı şeyin yanlış olduğunu kabul etmeyi reddetti.
- Tom refused to admit that what he'd done was wrong.
Biz bir şey yapılması gerektiğini kabul ettik.
- We agreed that something must be done.
Tom, Mary ile evlenmenin o güne kadar yaptığı en iyi şey olduğuna inanıyor.
- Tom believes that getting married to Mary was the best thing he's ever done.
Yapmış olduğumdan hiçbir pişmanlık duymuyorum.
- I have no regrets for what I have done.