İnsanlar mazerette bulunma eğilimindedir.
- People are apt to make excuses.
Öyle bir mazereti kabul edemem.
- I cannot accept an excuse like that.
Onun gecikmesi için hiçbir bahane yoktur.
- There is no excuse for his delay.
Böyle bir bahaneyi nasıl ileri sürdünüz?
- How did you come up with such a good excuse?
Daha fazla özürler işitmek istemiyorum.
- I don't want to hear any more excuses.
Geç kaldığım için özür dilerim.
- Excuse me for being late.
Erkek yeğenim gençliği gerekçesiyle mazur görüldü.
- My nephew was excused on the grounds of his youth.
Bir dahaki sefere daha mantıklı bir gerekçe bulmayı dene.
- Try and come up with a more reasonable excuse next time.
Beni affetmek zorunda kalacaksın.
- You'll have to excuse me.
Affedersiniz. Siz kimsiniz?
- Excuse me. Who are you?
Affedersiniz, yakında bir tuvalet var mı?
- Excuse me, is there a toilet nearby?
Rahatsızlık için bizi affet.
- Excuse us for the inconvenience.
Biran için bizi affet.
- Excuse us for a second.
Bana biraz izin verir misiniz?
- Will you excuse me for a moment?
Bize bir saniye izin verir misin?
- Would you excuse us for a second?
I excused him his transgressions.
You know he shouldn't have done it, so don't try to excuse his behavior!.
Tell me why you were late – and I don't want to hear any excuses!.