Kurul bilimci ve mühendislerden oluşuyor.
- The committee consists of scientists and engineers.
Mühendislerin Japonca öğrenmesi, Japonların İngilizce öğrenmesinden daha zordur.
- It is more difficult for engineers to learn Japanese than it is for Japanese people to learn English.
Birçok genç mühendis istihdam edildi ve onlar kendilerini yeni bir bilgisayar geliştirmek için adadılar.
- Several young engineers were employed and were devoted to developing a new computer.
Mühendislik probleminizi ne zaman hallettiniz?
- When did you get through with your engineering problem?
Tom bir elektrik mühendisidir.
- Tom is an electrical engineer.
Tom makine mühendisi olmak için öğrenim görüyor.
- Tom is studying to be a mechanical engineer.
Tom mühendislik dalında mastır yapmak için çalışıyor.
- Tom is working toward a master's degree in engineering.
Sen bir makine mühendisisin ve ben bir yazılım geliştiricisiyim
- You are a mechanical engineer and I am a software developer.
Tom bir makine mühendisidir.
- Tom is a mechanical engineer.
... And so we have a bunch of great engineers that have just ...
... I'm talking to the-- if there any engineers in the audience ...