elder, senior

listen to the pronunciation of elder, senior
Английский Язык - Турецкий язык

Определение elder, senior в Английский Язык Турецкий язык словарь

older
{f} daha eski

Hangisi daha eskidir, bu kitap mı yoksa şu mu? - Which is older, this book or that one?

Çin'in tarihi Japonya'nınkinden daha eskidir. - The history of China is older than that of Japan.

older
(Bilgisayar) daha eskiler

Daha modern binalar daha eskilerden daha güvenlidir. - More modern buildings are safer than older ones.

older
{s} büyük

O benden üç yaş daha büyük. - He's three years older than I am.

O benim erkek kardeşimden daha büyük görünüyor. - He looks older than my brother.

older
eski

Hangisi daha eskidir, bu kitap mı yoksa şu mu? - Which is older, this book or that one?

Hangi kitap daha eskidir, bu mu yoksa şu mu? - Which book is older, this one or that one?

older
{s} daha yaşlı

Ken Seiko'dan daha yaşlı. - Ken is older than Seiko.

Annem babamdan daha yaşlı. - Mom is older than Dad.

Английский Язык - Английский Язык
older
elder, senior
Избранное