Турецкий язык - Английский Язык
Определение elbet в Турецкий язык Английский Язык словарь
- sure
We don't know that for sure.
-Onu elbette bilmiyoruz.
I'll be there for sure.
-Elbette orada olacağım.
- certainly
Certainly, these things are true.
-Elbette, bu şeyler doğrudur.
Certainly, my knowledge of French is limited.
-Elbette, Fransızca bilgim sınırlıdır.
- certainly, decidedly, surely
- surely
If we are to judge the future of ocean study by its past, we can surely look forward to many exciting discoveries.
-Okyanus araştırmasının geleceğini onun geçmişiyle tahmin edeceksek birçok heyecan verici keşifleri elbette dört gözle bekleriz.
Surely you don't really believe that, do you?
-Elbette ona inanmıyorsun, değil mi?
- of course
I will help you, of course.
-Sana yardım edeceğim, elbette.
Of course she can speak English.
-Elbette o İngilizce konuşabilir.
Турецкий язык - Турецкий язык
Определение elbet в Турецкий язык Турецкий язык словарь
- Her hâlde, şüphesiz, kuşkusuz
- Kuşkusuz
- Her hâlde, şüphesiz, kuşkusuz: "Elbet bir başkasının yatağı başında gene bir araya geliriz."- R. N. Güntekin
- elbette