donuk

listen to the pronunciation of donuk
Турецкий язык - Английский Язык
dull

Kozue thought the teacher's lecture was dull, boring and endless. - Kozue öğretmenin dersinin, donuk, sıkıcı ve sonsuz olduğunu düşündü.

Erik is duller than Emily who, until yesterday, was the dullest person I knew. - Erik; düne kadar tanıdığım en donuk insan olan Emily'den daha donuk.

cooler
marble
vapid
unenthusiastic
tepid
reptilian
sad
lifeless
(Bilgisayar) white out
glass
(Denizbilim) opalescent
blurred
matt, mat, matte " mat; colourless, colorless; lifeless, dull
dim
matt
toneless
glassy
dim (light)
dullish
opaque
mat
dead
cold
colourless [Brit.]
frosty
inanimate
clouded
diaphanous
blear
dull, lusterless, lifeless (color, eyes, person, presentation)
senseless
faint
lustreless
flat
spiritless
matte
lusterless
{s} colourless
icy
sodden
bland
dingy
luster
colorless
lurid
{s} pale
lacklustre
donuk açık kahverengi
drab
donuk (renk)
drab
donuk (renk)
sad
donuk akik
(Madencilik) jasper
donuk renk
drab
donuk ışır
(Denizbilim) opalescent
donuk (bakış)
glassy
donuk altın rengi
old gold
donuk açık kahverengi kumaş
drab
donuk bir biçimde
luridly
donuk bir biçimde
glassily
donuk bir biçimde
fuzzily
donuk bir halde
colourlessly
donuk bir halde
tonelessly
donuk bir şekilde
lacklustrely
donuk bir şekilde
soddenly
donuk bir şekilde
lustrelessly
donuk bir şekilde
dullishly
donuk bölge
(Tıp) opacity
donuk deniz mavisi
(Bilgisayar) medium teal
donuk emetörlü katot
(Elektrik, Elektronik) dull-emitter cathode
donuk emitörlü katot
dull-emitter cathode
donuk ifade
frozen expression
donuk konuşma
(Dilbilim) frozen speech
donuk kredi
(Ticaret) non performing loan
donuk mavi
(Bilgisayar) medium blue
donuk olarak
palely
donuk olarak
tonelessly
donuk renk
scumble
donuk renk
undertone
donuk sarı
old gold
donuk vernik
(İnşaat) flat varnish
donuk yaldız
(Endüstri) dead gilding
donuk yeşil
(Bilgisayar) medium green
donuk yüzey
dull surface
donuk çiz
(Bilgisayar) draw opaque
daha donuk
dimmer
Турецкий язык - Турецкий язык
Canlılığı az olan, durgun, uyuşuk
Canlılığı olmayan, fersiz (göz): "Bakarsınız donuk bakışlı, alık suratlı bir adam onların elinde bir dâhi çehresi alıvermiş."- H. Taner
Parlaklığı olmayan, mat
Canlılığı olmayan, fersiz
Parlaklığı olmayan, mat: "Donuk yıldızlar gökte titreşir."- N. Cumalı
(Osmanlı Dönemi) MÜNCEMİD
donuk donuk
Canlılığı olmayarak
donuk donuk
Rengini ve parlaklığını yitirmiş, mat
donuk
Избранное