direct; instruct; lead

listen to the pronunciation of direct; instruct; lead
Английский Язык - Турецкий язык

Определение direct; instruct; lead в Английский Язык Турецкий язык словарь

guide
{f} rehberlik etmek

Size rehberlik etmek için hiçbir ders kitabı cevabının mevcut olmayacağı durumlar olacaktır. - There will be situations where no textbook answer will be available to guide you.

Tanrılar sonuna kadar insanlığa rehberlik etmek için yeryüzüne indiler. - Gods came down on earth to guide humanity to its end.

guide
{i} rehber

Nagasaki çevresinde onlara rehberlik edebilmem için kadınla birlikte gittim. - I went with the women so that I could guide them around Nagasaki.

Bu otel rehber kitabın verdiği dört yıldızı hak etmekten uzaktır. - This hotel is far from deserving the four stars the guidebook gives it.

guide
tırnak
guide
{f} yönlendirmek
guide
{f} götürmek
guide
kılavuzluk etmek
guide
{f} rehberlik et

Ben Nagasaki çevresinde onlara rehberlik etmek için onlarla birlikte gittim. - I went with them so that I could guide them around Nagasaki.

Öğretmenim kariyer seçiminde bana rehberlik etti. - My teacher guided me in the choice of a career.

guide
{i} kılavuz

Şehre bir kılavuz nereden satın alabilirim. - Where can I buy a guide to the city?

Ben sizin için bir kılavuz olarak hareket edeceğim. - I'll act as a guide for you.

guide
{i} model
guide
işaret etmek
guide
{f} sevketmek
guide
(Tıp) Oluklu sonda
guide
{i} rehber kitabı, rehber
guide
{i} örnek
guide
{f} öncülük etmek
guide
{i} danışman
guide
{f} yönetmek, idare etmek
guide
(Askeri) HİZAYA GELMEK, İSTİKAMETE GELMEK: Yürüyüşte diğer bir şahıs, birlik veya cisimden, yerine göre, hizaya gelmek veya istikamet almak. Ayrıca bakınız: "alignment"
Английский Язык - Английский Язык
{f} guide
direct; instruct; lead
Избранное