dövüştürmek

listen to the pronunciation of dövüştürmek
Турецкий язык - Английский Язык
to cause to fight with one another
to pit (fighters, animals) against each other
(deyim) bring to blows
fight
dövüş
fight

Is it right that you and I should fight? - Senin ve benim dövüşmemiz gerektiği doğru mu?

Tom knows better than to fight with you. - Tom seninle dövüşmeyecek kadar akıllıdır.

dövüş
tilt
dövüş
affray
dövüş
set to
dövüş
tussle
dövüş
fighting

This is like fighting someone with one arm tied behind your back. - Bu, elinin biri arkanda bağlıyken biriyle dövüşmek gibidir.

I wish they would stop fighting. - Keşke onlar dövüşmeyi bıraksalar.

dövüş
scrap
dövüş
brawl
dövüş
punch-up
dövüş
punch up
dövüş
beating
dövüş
combat

In real combat, you must not forget that hesitation is a very dangerous thing. - Gerçek dövüşte, duraksamanın çok tehlikeli bir şey olduğunu unutmamalısın.

The art of modern warfare does not necessarily require soldiers to be armed to the teeth to be effective as combatants. - Modern savaş sanatı dövüşçüler gibi etkili olmak için tepeden tırnağa silahlandırılacak askerleri muhakkak gerektirmez.

dövüş
beating; fight, brawl
dövüş
beating, flogging, thrashing, pasting
dövüş
fight, scuffle, brawl
dövüş
encounter
Турецкий язык - Турецкий язык
Dövüşmelerini sağlamak
dövüş
Dövme işi veya biçimi
dövüş
Tokat, yumruk, tekme gibi saldırışlarla yapılan kavga
dövüştürme
Dövüştürmek işi
Английский Язык - Турецкий язык

Определение dövüştürmek в Английский Язык Турецкий язык словарь

dövüş
döğüş
dövüştürmek
Избранное