conceal the truth; hide from view, hide from knowledge

Английский Язык - Турецкий язык

Определение conceal the truth; hide from view, hide from knowledge в Английский Язык Турецкий язык словарь

Связанные Термины

cover up

örtmek

Fadıl açgözlülüğünü örtmek için uçlara gitti. - Fadil went to extremes to cover up his greed.

cover up

(Bilgisayar) yukarı kapla

cover up

kapamak

cover up

örtbas etmeye çalışmak

cover up

kılıfına uydurmak

cover up

örtbas etmek

Leyla cinayeti örtbas etmek istedi. - Layla wanted to cover up the murder.

cover up

ört

Ben kırışıklıklarımı örtbas etmeye çalışıyordum. - I was trying to cover up my wrinkles.

Örtbas etmeye çalış, biz gideceğiz. - Cover up, we're going to leave.

cover up

kapatmak

cover up

gizlemek

Fadıl açgözlülüğünü gizlemek için her yolu denedi. - Fadil went to extremes to cover up his greed.

cover up

bürümek

cover up

(Fiili Deyim ) 1- örtmek , sarmak 2- örtbas etmek 3- gizlemek

Английский Язык - Английский Язык

Определение conceal the truth; hide from view, hide from knowledge в Английский Язык Английский Язык словарь

cover up

Расстановка переносов

con·ceal the truth; hide from view, hide from knowl·edge