causing laughter, amusing; strange; suspicious; ridiculous; joking

Английский Язык - Турецкий язык

Определение causing laughter, amusing; strange; suspicious; ridiculous; joking в Английский Язык Турецкий язык словарь

Связанные Термины

funny

komik

Ölüm hiçbir şey. Bu yüzden yaşamla başla, daha az komik ve daha uzun sürer. - Dying is nothing. So start with living, it's less funny and it lasts longer.

Oğlum komik hikayelerin anlatıcısı olmak için çalıştı. - My son tried to become a teller of funny stories.

funny

{s} eğlenceli

Tom bunun eğlenceli olduğunu düşünmeyebilir. - Tom may not think this is funny.

Tom bana eğlenceli bir kısa mesaj gönderdi. - Tom sent me a funny text message.

funny

{s} eğlendirici

funny

{s} zevkli

funny

{s} karanlık

funny

s eğlenceli

funny

{s} garip

Onlar bana garip baktılar. - They looked at me funny.

Bunun garip olduğunu düşünmüyor musun? - Don't you think that's funny?

funny

{s} sakat

funny

{s} komik, güldürücü, eğlendirici

funny

{s} şüpheli

funny

{s} gülünecek

funny

{s} tuhaf

O adamla ilgili tuhaf bir duyguya sahibim. - I've got a funny feeling about that guy.

Postacının henüz gelmemesi tuhaf. - It is funny that the mailman hasn't come yet.

funny

{s} gülünç

funny

paskal

funny

antika

funny

acayip

Английский Язык - Английский Язык

Определение causing laughter, amusing; strange; suspicious; ridiculous; joking в Английский Язык Английский Язык словарь

{s} funny

Расстановка переносов

caus·ing laughter, amusing; strange; suspicious; ridiculous; jok·ing