bound or restrained by one or more ropes, cords, strings, or the like

Английский Язык - Турецкий язык

Определение bound or restrained by one or more ropes, cords, strings, or the like в Английский Язык Турецкий язык словарь

Связанные Термины

tied

bağlanmak

Tek bir şirkete bağlanmak istemiyorum. - I don't want to be tied to one company.

tied

düğümlenmiş

tied

{f} bağla

Onlar hırsızı ağaca bağladılar. - They tied the thief to the tree.

Anne, kızının saçına bir kurdele bağladı. - The mother tied a ribbon in her daughter's hair.

tied

{s} bağlı

Sözleşme imzaladığımız için kararımıza bağlıydık. - We were tied to our decision because we signed the contract.

Bu, elinin biri arkanda bağlıyken biriyle dövüşmek gibidir. - This is like fighting someone with one arm tied behind your back.

tied

{s} borç veren ülkeden satın alma şartı getiren

tied

{s} bağlanmış

Uyandığımda, kendimi bağlanmış buldum. - When I woke up, I found I had been tied up.

Kitaplar birbirine bağlanmıştı. - The books were tied up in a bundle.

Английский Язык - Английский Язык

Определение bound or restrained by one or more ropes, cords, strings, or the like в Английский Язык Английский Язык словарь

tied