Турецкий язык - Английский Язык
Определение boncuk в Турецкий язык Английский Язык словарь
- {i} bead
Her brow was beaded with perspiration.
-Kaşı terden dolayı boncuk boncuk olmuştu.
- glass bead
- beads
- (Bilgisayar) dot
- (Konuşma Dili) Negro, Negress
- small object with a hole in the center
- string
- beady
- wampum
- incik boncuk
- trinket
He lured her with trinkets.
-O onu incik boncukla cezbetti.
- boncuk dizmek
- string
- boncuk dizisi
- strand
- boncuk dizisi
- chaplet
- boncuk dizmek
- bead
- boncuk gibi
- beadily
- boncuk gibi
- beady
- boncuk gibi bead-like
- (eyes)
- boncuk gibi gözler
- beady eyes
- boncuk illeti
- (Tıp) infantile convulsion
- boncuk işi
- beadwork
- boncuk mavisi
- turquoise blue
- boncuk testi
- bead test
- bokunda boklavat/boncuk bulmak/bokunda inci aramak
- to overestimate, praise undeservedly
- bokunda boncuk bulmak
- to dote on/upon sb though they don't deserve it
- incik boncuk
- bangle
- incik boncuk
- tinsel
- incik boncuk
- baubles
- incik boncuk
- fallal
- incik boncuk
- bauble
- incik boncuk
- novelty
- incik boncuk
- gaud
- incik boncuk
- gewgaw
- incik-boncuk
- rosary
- boncuklar
- beads
- cıncık boncuk
- costume jewelry
- ekli boncuk
- add-a-bead
- incik boncuk
- cheap and tawdry jewelry
- incik boncuk
- baubles, gewgaws, tinsel, trinket
- mavi boncuk blue bead
- (used to ward off the evil eye)
- mavi boncuk dağıtmak
- to tell each of one's girl friends (or beaux) that she/he is the apple of one's eye
- mavi boncuk hikâyesi
- a case of one person's stringing another person along
- mavi boncuk kimde
- (Konuşma Dili) And who's her latest flame?/And just who's he snowing now? (said of people who are inconstant in their affections)
- mercan boncuk
- coral bead
Связанные Термины
Турецкий язык - Турецкий язык
Определение boncuk в Турецкий язык Турецкий язык словарь
- Cam, sedef, taş vs. den yapılmış renkli süs tanesi
- Cam, taş, sedef, tahta, plastik gibi maddelerden yapılan, ortası delik, çoğu yuvarlak ve renkli süs tanesi
- (Osmanlı Dönemi) ITFET
- kaleçi
- (Osmanlı Dönemi) DERDEBİS
- (Osmanlı Dönemi) SARFE
- boncuk fasulye
- Bir tür iri taneli fasulye
- boncuk mavisi
- Yeşile çalan bir mavi
- boncuk mavisi
- Bu renkte olan
- boncuk tutkalı
- Boncuk biçiminde glüten tutkalı
- cıncık boncuk
- Yalancı taşlardan yapılmış küpe, kolye gibi şeyler
- incik boncuk
- Değersiz ufak tefek süs eşyası
- mavi boncuk
- Nazar değmesin veya göze gelmesin inancıyla takılan boncuk
- mavi boncuk
- Mavi renkli boncuk
Связанные Термины
boncuk
Расстановка переносов
bon·cukПроизношение
Resimler
История
Избранное