All characters appearing in this work are fictitious. Any resemblance to real persons, living or dead, is purely coincidental.
- Bu eserde görünen tüm karakterler tamamen hayal ürünüdürler. Yaşayan ya da ölü gerçek kişilere olan herhangi bir benzerlik sadece rastlantıdır.
The resemblance is uncanny.
- Benzerlik olağanüstü.
This video is a harmless joke and is in no way meant to insult anyone. Any similarity with real characters or events is coincidental.
- Bu video zararsız bir şakadır ve hiçbir şekilde kimseye hakaret etmek anlamına gelmez. Gerçek karakter veya olaylarla olan herhangi bir benzerlik tesadüftür.
The similarity is pretty vague.
- Benzerlik oldukça belirsiz.
Malay has many similarities with Indonesian.
- Malezya dilinin Endonezya diliyle pek çok benzerlikleri vardır.
What are some similarities among ethnic groups?
- Etnik guruplar arasındaki bazı benzerlikler nedir?
I see the similarities.
- Benzerlikler görüyorum.
What are some similarities among ethnic groups?
- Etnik guruplar arasındaki bazı benzerlikler nedir?
I see no analogy between your problem and mine.
- Problemlerimiz arasında benzerlik görmüyorum.
It's possible that the drinking water has chlorine, lead, or similar contaminants in it.
- İçme suyunda klor, kurşun ya da benzer kirletici madde bulunması mümkün.
Modern bridges are similar in shape.
- Modern köprüler şekil olarak benzer.
Prime numbers are like life; they are completely logical, but impossible to find the rules for, even if you spend all your time thinking about it.
- Asal sayılar hayata benzer, onlar tamamen mantıksaldır fakat, eğer tüm zamanınızı onun hakkında düşünmek için harcarsanız kurallarının bulunması imkânsızdır.
The twin brothers are as like as two peas.
- İkiz erkek kardeşler iki bezelye kadar benzer.
Excessive gambling causes the same brain changes as a drug addiction.
- Fazla kumar, uyuşturucu bağımlılığına benzer beyin değişimlerine neden olur.
If you feel there are several possible translations, note that for the same sentence, you can add several translations in the same language.
- Birkaç olası çeviri olduğunu anlarsanız benzer cümleleri not edin, çünkü aynı dilde birkaç çeviri ekleyebilirsiniz.
We shall never see her match.
- Biz onun benzerini asla görmeyeceğiz.
Tom and Mary bought matching shirts.
- Tom ve Mary benzer gömlekler satın aldılar.
I see the similarities.
- Benzerlikler görüyorum.
Let's begin by considering the similarities.
- Benzerlikleri dikkate alarak başlayalım.
I think it's unlikely that aliens similar to what we see in the movies have ever visited our planet.
- Filmlerde gördüklerimize benzer uzaylıların şu ana kadar gezegenimizi ziyaret etmiş olmalarının olası olmadığını düşünüyorum.
The climate of New Zealand is similar to that of Japan.
- Yeni Zelanda'nın iklimi, Japonya'nınkine benzerdir.
I see no analogy between your problem and mine.
- Problemlerimiz arasında benzerlik görmüyorum.
When I was a kid, I used to think that fairy floss and clouds were alike.
- Çocukken pamuklu şekerin ve bulutların benzer olduklarını düşünürdüm.
The two brothers are very much alike.
- İki erkek kardeş birbirine çok benzer.
All those flowers look alike.
- Bütün bu çiçekler benzer görünüyor.
Tom's children all look alike.
- Tom'un çocuklarının hepsi benzer görünüyor.
They are the spitting image of one another.
- Onlar birbirlerinin benzeri.
We have many things in common: hobbies, educational background, and so on.
- Bizim ortak çok şeyimiz var: hobiler, öğretim durumu, ve benzeri.
The kind of jokes you tell are very similar to the kind Tom tells.
- Anlattığın fıkraların türü Tom'un anlattığı türe çok benzer.
Each kind of atom has a certain unique number of particles called protons, neutrons, and electrons in it.
- Her tür atomun içinde protonlar, nötronlar ve elektronlar denilen belirli benzersiz parçacıkları vardır.