belirlenemez

listen to the pronunciation of belirlenemez
Турецкий язык - Английский Язык
(Bilgisayar) indeterminate
indeterminable
belirlenemez bir şekilde
indeterminably
belirle
{f} determined

They determined the date for the trip. - Seyahat için tarihi belirlediler.

The lawyer determined his course of action. - Avukat eylemin rotasını belirledi.

belirle
(Bilgisayar) specs
belirle
(Bilgisayar) set

I set some goals for myself. - Ben kendim için bazı hedefler belirledim.

A fact-finding committee was set up to determine the cause of the incident. - Olayın nedenini belirlemek için bir gerçeği bulma komitesi kuruldu.

belirle
(Bilgisayar) identify

Planets are easy to identify because they don't twinkle like stars do. - Gezegenleri belirlemek kolay, çünkü yıldızlar gibi parıldamazlar.

Can you identify which coat is yours? - Hangi ceketin seninki olduğunu belirleyebilir misin?

belirle
{f} determining

What was the determining factor in this case? - Bu durumda belirleyici faktör neydi?

belirle
stake out
belirle
determine

Our lives are determined by our environment. - Yaşamlarımız çevremiz tarafından belirlenir.

They determined the date for the trip. - Seyahat için tarihi belirlediler.

belirle
appointing
belirlenemez
Избранное