bıkmış

listen to the pronunciation of bıkmış
Турецкий язык - Английский Язык
sick of

Tom was sick of them all. - Tom onların hepsinden bıkmıştı.

Tom was sick of his job. - Tom işinden bıkmıştı.

fed up with

Many are fed up with their present careers. - Çoğu şu anki kariyerinden bıkmış.

Tom was fed up with waiting for Mary. - Tom Mary'yi beklemekten bıkmıştı.

weary
out of conceit with
weary of
tired of

The maid was totally tired of her household routine. - Hizmetçi ev rutininden tamamen bıkmıştı.

He's just tired of waiting. - O sadece beklemekten bıkmış.

{s} done
bıkmış olarak
disgustedly
bıkmış usanmış
browned off
herşeyden bıkmış
blase
yaşamaktan bıkmış
world weary
bıkmış
Избранное