bölünmemiş

listen to the pronunciation of bölünmemiş
Турецкий язык - Английский Язык
undivided
indiscrete
unipartite
unsplit
bölünmemiş şey
continuum
böl
divide into
böl
{f} divided

Tom divided the pie into three equal parts. - Tom pastayı üç eşit parçaya böldü.

Mother divided the cake into three parts. - Annem pastayı üç parçaya böldü.

böl
hyphenate
böl
{f} forked
böl
divide

The road divides here into two. - Yol burada ikiye bölünür.

The equator divides the globe into two hemispheres. - Ekvator dünyayı iki yarımküreye böler.

böl
dividing
böl
divvy
böl
split

Tom has a split personality. - Tom bölünmüş bir kişiliğe sahiptir.

We'd like to split it. Could you bring it to us on two plates? - Onu bölmek istiyoruz.Bize onu iki tabakta getirir misin?

böl
divideinto
bölünmemiş
Избранное