ayrıca

listen to the pronunciation of ayrıca
Турецкий язык - Английский Язык
also

Also Felicja has blonde straight hair. - Ayrıca Felicja'nın da sarı düz saçları var.

Our teacher also said that her wedding wouldn't be the same as other people's; we asked how it would be different, but she didn't say. - Öğretmenimiz ayrıca düğününün diğer insanlarınki ile aynı olmayacağını söyledi;biz nasıl farklı olacağını sorduk fakat o söylemedi.

besides

I like this flat. The location is good, and besides, rent is not very high. - Ben bu daireyi seviyorum. Yer iyi ve ayrıca, kira çok yüksek değil.

Every rare thing is expensive, besides a cheap horse is rare, therefore a cheap horse is expensive. - Her nadir şey pahalıdır, ayrıca ucuz bir at enderdir, bu nedenle ucuz at pahalıdır.

furthermore

Google Translate is not good enough for Ubuntu Translations. Furthermore, this is against Ubuntu policy. - Google Translate, Ubuntu Çevirileri için yeterince iyi değildir. Ayrıca bu, Ubuntu ilkesine de aykırıdır.

She is not only beautiful, but also gentle and, furthermore, intelligent. - O sadece güzel değil fakat aynı zamanda nazik ve ayrıca zeki.

plus

There was one American, one Canadian, plus about ten Germans. - Bir Amerikalı, bir Kanadalı ve ayrıca yaklaşık on tane Alman vardı.

separately; besides, to boot, in addition, as well, furthermore, into the bargain, in the bargain
as well

I didn't only give him advice, but a bicycle as well. - Ona sadece tavsiye vermedim ayrıca bir bisiklet de verdim.

He studies Chinese as well. - O ayrıca Çince öğrenimi yapıyor.

thereto
morosely
on top of
and what is more

She is beautiful, and what is more, very graceful. - O güzel ve ayrıca çok zarif.

(Konuşma Dili) not to mention
under separate cover
not to mention the fact that
and what's more

l know he's stubborn, ill-bred, and what's more, he's crazy. - Onun inatçı, terbiyesiz olduğunu biliyorum ve ayrıca o deli.

(Bilgisayar) you can also

You can also get the weather forecast by telephone. - Ayrıca telefonla hava tahin raporunu alabilirsiniz.

You can also replace the mascarpone with cream. - Ayrıca krem peyniri krema ile değiştirebilirsiniz.

otherwise; additionally; then again
side

I'd like to have ketchup on the side. - Ayrıca ketçap almak istiyorum.

You should also listen to the other side. - Ayrıca diğer tarafı da dinlemelisin.

beyond
in addition

In addition many groups have been formed so that the elderly can socialize with one another and remain active participants in American life. - Ayrıca yaşlıların birbiriyle kaynaşabilmeleri ve Amerikan yaşamında aktif katılımcılar olarak kalabilmeleri için çok sayıda gruplar kurulmuştur.

In addition, I have to interview a professor. - Ayrıca, bir profesörle görüşmeliyim.

boot
in addition to
likewise

Tom is tall and likewise strong. - Tom uzundur ve ayrıca güçlüdür.

withal; yea
farther
on the side

I'd like to have the sauce on the side, please. - Ayrıca sos almak istiyorum, lütfen.

It's a way to make a little extra on the side. - Ayrıca bu biraz ekstra yapmak için bir yoldur.

over and above
else
extra

It's a way to make a little extra on the side. - Ayrıca bu biraz ekstra yapmak için bir yoldur.

again

Google Translate is not good enough for Ubuntu Translations. Furthermore, this is against Ubuntu policy. - Google Translate, Ubuntu Çevirileri için yeterince iyi değildir. Ayrıca bu, Ubuntu ilkesine de aykırıdır.

The price is low, but then again, the quality isn't very good. - Fiyat düşük ama ayrıca kalite çok iyi değil.

further

She is not only beautiful, but also gentle and, furthermore, intelligent. - O sadece güzel değil fakat aynı zamanda nazik ve ayrıca zeki.

Furthermore, I don't know how to dance. - Ayrıca nasıl dans edileceğini bilmiyorum.

somewhat apart
into the bargain
otherwise
additionally

Precisely speaking, I need six hours to at least think straight. Additionally, I need seven hours to be happy. - Kesin olarak konuşursam, sağlıklı düşünmek için en az altı saate ihtiyacım var. Ayrıca mutlu olmak için yedi saate ihtiyacım var.

too

Besides, we will lose too much time to talk about the various topics. - Ayrıca çeşitli konular hakkında konuşmakla çok fazla zaman kaybedeceğiz.

I don't want to go, and besides it's too late. - Gitmek istemiyorum ve ayrıca çok geç.

you also
withal
to boot
addition

In addition, I have to interview a professor. - Ayrıca, bir profesörle görüşmeliyim.

In addition many groups have been formed so that the elderly can socialize with one another and remain active participants in American life. - Ayrıca yaşlıların birbiriyle kaynaşabilmeleri ve Amerikan yaşamında aktif katılımcılar olarak kalabilmeleri için çok sayıda gruplar kurulmuştur.

item
then again
apart from
{k} as far as that goes
yea

2015 was the International Year of Soil and also the International Year of Light. - 2015 uluslararası toprak yılı ve ayrıca uluslararası ışık yılıydı.

He had the privilege of studying abroad for two years. - O, iki yıllığına yurt dışında eğitim görme ayrıcalığına sahipti.

ayrıca bir nedendir
it's all the more reason
tip, model ve/veya dizi (ayrıca TMS olarak da kullanılır)
(Askeri) type, model, and/or series (also as TMS)
Турецкий язык - Турецкий язык
Ayrı olarak: "Devlet konut ihtiyacını karşılayacak tedbirleri alır, ayrıca toplu konut teşebbüslerini destekler."- Anayasa
Bundan başka
Ayrı olarak
Ayrı bir önem verilerek
başkaca
ayrıca
Избранное