I have tried to overcome my shyness, but to no avail.
- Utangaçlığımı atlatmaya çalıştım, ama boşuna.
It took me a week to get over my cold.
- Soğuk algınlığımı atlatmak bir haftamı aldı.
It took more than a month to get over my cold, but I'm OK now.
- Üşütmemi atlatmak bir aydan daha fazla sürdü fakat şimdi iyiyim.
It'll take me a long time to get over my cold.
- Soğuk algınlığımı atlatmak uzun zamanımı alacak.
Jane skipped the questions she couldn't answer.
- Jane cevap veremediği soruları atladı.
Tom was so busy he skipped lunch.
- Tom o kadar meşguldü ki öğle yemeğini atladı.
He is sure to set a new record in the triple jump.
- O, üçlü atlamada yeni bir rekor kıracağından emin.
He jumped into the river in defiance of the icy water.
- O, buz gibi suyu hiçe sayarak nehre atladı.
We'll bypass the city centre.
- Şehir merkezini atlayacağız.