He came out shooting, same as you said he would.
- Onun yapacağını söylediğin gibi o ateş ederek ortaya çıktı.
Police are hunting the people who carried out the shootings last week.
It's dangerous to play around the fire.
- Ateş etrafında oynamak tehlikelidir.
The Spanish fired first.
- İspanyol ilk olarak ateş etti.
I aimed at the tiger and fired, but missed him.
- Kaplana nişan aldım ve ateş ettim fakat onu ıskaladım.
The Spanish fired first.
- İspanyol ilk olarak ateş etti.
Tom was reaching for his gun when Mary shot him.
- Mary ona ateş ettiğinde Tom silahına uzanıp almaya çalışıyordu.
Tom drew his gun and shot.
- Tom silahını çekti ve ateş etti.
The soldier disdained shooting an unarmed enemy.
- Asker silahsız bir düşmana ateş etmeyi reddetti.
Wait. Don't shoot yet.
- Bekle. Henüz ateş etme.
The soldier disdained shooting an unarmed enemy.
- Asker silahsız bir düşmana ateş etmeyi reddetti.
This is the police. Would you mind coming down to the station? W-why? You can't think it's not a crime to go shooting guns off in the middle of town?!
- Ben polis. Karakola kadar gelir misiniz? N-neden? Kasabanın ortasında tabancayla ateş etmeye gitmenin bir suç olmadığını düşünemiyor musun?!