anlamına gel

listen to the pronunciation of anlamına gel
Турецкий язык - Английский Язык
{f} meant

For the residents of Edo, the first bonito of the year was something that had to be bought, even if it meant borrowing money. - Edo sakinleri için yılın ilk palamudu borç para almak anlamına gelse bile alınması gereken bir şeydi.

These days, the lion's share usually means the biggest share; but not so long ago, it meant all of it. - Bu günlerde, aslan payı genellikle en büyük pay anlamına gelmektedir; fakat çok geçmeden önce onun hepsi anlamına geliyordu.

{f} signified
{f} mean

Amnesia means loss of memory. - Amnezi, hafıza kaybı anlamına gelir.

The term hutong, originally meaning water well, came from the Mongolian language about 700 years ago. - Orijinalde su kuyusu anlamına gelen hutong sözcüğü, Moğol dilinden yaklaşık 700 yıl önce gelmiştir.

signify

Oranges signify a happy love, while lemons - an unrequited one. - Limonlar karşılıksız bir aşk anlamına gelirken portakallar mutlu bir aşk anlamına gelir,

{f} meaning

The French word 'oiseau', meaning 'bird', is the shortest one to contain five different vowels. - Fransızcada kuş anlamına gelen oiseau kelimesi, beş farklı sesli harf içeren en kısa kelimedir.

The term hutong, originally meaning water well, came from the Mongolian language about 700 years ago. - Orijinalde su kuyusu anlamına gelen hutong sözcüğü, Moğol dilinden yaklaşık 700 yıl önce gelmiştir.

{f} meant to

The phrase is meant to insult people. - İfade insanlara hakaret etmek anlamına gelir.

This video is a harmless joke and is in no way meant to insult anyone. Any similarity with real characters or events is coincidental. - Bu video zararsız bir şakadır ve hiçbir şekilde kimseye hakaret etmek anlamına gelmez. Gerçek karakter veya olaylarla olan herhangi bir benzerlik tesadüftür.

anlamına gel
Избранное