advanced in years, aged, senior, elderly; old in having experience

listen to the pronunciation of advanced in years, aged, senior, elderly; old in having experience
Английский Язык - Турецкий язык

Определение advanced in years, aged, senior, elderly; old in having experience в Английский Язык Турецкий язык словарь

older
{f} daha eski

Tatoeba: Bizim sizden daha eski cümlelerimiz var. - Tatoeba: We've got sentences older than you.

Hangi kitap daha eskidir, bu mu yoksa şu mu? - Which book is older, this one or that one?

older
(Bilgisayar) daha eskiler

Daha modern binalar daha eskilerden daha güvenlidir. - More modern buildings are safer than older ones.

older
{s} büyük

O benim erkek kardeşimden daha büyük görünüyor. - He looks older than my brother.

Yeni bir çalışma 65'ten daha büyük hastaların hastane kayıtlarının çoğunlukla yanlış olduğunu ortaya atmaktadır, bu durum ciddi tedavi hatalarına yol açabilir. - A new study suggests that hospital records for patients older than 65 are often incorrect, which may lead to serious treatment errors.

older
eski

Hangi kitap daha eskidir, bu mu yoksa şu mu? - Which book is older, this one or that one?

Hangisi daha eskidir, bu kitap mı yoksa şu mu? - Which is older, this book or that one?

older
{s} daha yaşlı

Annem babamdan daha yaşlı. - Mom is older than Dad.

O genç görünüyor, ama o aslında senden daha yaşlıdır. - She looks young, but she's actually older than you are.

Английский Язык - Английский Язык
{s} older
advanced in years, aged, senior, elderly; old in having experience

    Расстановка переносов

    ad·vanced in years, aged, senior, elderly; old in ha·ving ex·pe·ri·ence

    Произношение

Избранное