Bir kütüphaneye sahip olmak başka bir şey, onu akıllıca kullanmak çok daha başka bir şey.
- It is one thing to own a library; It is quite another to use it wisely.
Tom her şeye kendi yoluyla sahip olmak zorunda.
- Tom has to have everything his own way.
Onu kendi gözlerimle gördüm.
- I saw it with my own eyes.
Kendi yaşamını riske atarak çocuğu kurtardı.
- He saved the boy at the risk of his own life.
Tom, kendisinin en kötü düşmanı.
- Tom is his own worst enemy.
Fadıl kendisinin karanlık yönünü keşfedecek.
- Fadil will discover a dark side of his own.
Robotların, kendi kararlarını verebilmelerine olanak tanımak tehlikeli olabilir; çünkü sahiplerine karşı çıkabilirler.
- Allowing robots to take their own decisions can be dangerous, because they can turn against their owner.