a piece of merchandise available at a very attractive price

listen to the pronunciation of a piece of merchandise available at a very attractive price
Английский Язык - Турецкий язык

Определение a piece of merchandise available at a very attractive price в Английский Язык Турецкий язык словарь

steal
çalmak

Tom Mary'yi parasını çalmakla suçladı. - Tom accused Mary of stealing his money.

O çalmaktan suçludur. - He is guilty of stealing.

steal
hırsızlık yapmak
steal
hırsızlık

Hırsızlık yapan kişi cezalandırılmayı hak eder. - A person who steals deserves punishment.

Bana nasıl hırsızlık yapılacağını öğretebilir misin? - Can you teach me how to steal?

steal
çal

Çalmayla ilgili olarak benden şüphelenmiş olmalılar. - They must have suspected me of stealing.

Kasadan parayı çaldığı için çocuğu bağışladım. - I forgave the boy for stealing the money from the safe.

steal
{f} çaktırmadan yapmak
steal
{f} hırsızlama yapmak
steal
kaçırmak
steal
konuşma dili
steal
tırtıklamak
steal
süzülmek
steal
kelepir

Bu gerçek bir kelepir. - This is a real steal.

steal
gizlice hareket etmek
steal
çalıntı eşya
steal
kelepir eşya
steal
{f} gizlice koymak
steal
hırsızlık etmek
steal
(fiil) çalmak, aşırmak, hırsızlama yapmak, çaktırmadan yapmak, hırsızlık yapmak, gizlice koymak, sessizce hareket etmek
steal
{f} (bir şeyi) gizlice veya dikkati
steal
be
steal
{f} çalmak, aşırmak; hırsızlık etmek: He stole all the money. Paranın hepsini çaldı
Английский Язык - Английский Язык
steal

At this price, this car is a steal.

a piece of merchandise available at a very attractive price

    Расстановка переносов

    a piece of mer·chan·dise a·vail·a·ble at a ve·ry at·trac·tive price

    Турецкое произношение

    ı pis ıv mırçındayz ıveylıbıl ät ı veri ıträktîv prays

    Произношение

    /ə ˈpēs əv ˈmərʧənˌdīz əˈvāləbəl ˈat ə ˈverē əˈtraktəv ˈprīs/ /ə ˈpiːs əv ˈmɜrʧənˌdaɪz əˈveɪləbəl ˈæt ə ˈvɛriː əˈtræktɪv ˈpraɪs/
Избранное