a piece of candy

listen to the pronunciation of a piece of candy
Английский Язык - Турецкий язык

Определение a piece of candy в Английский Язык Турецкий язык словарь

candy
{i} şekerleme

Eğer eğerler ve fakatlar şekerleme ve çerez olsalar, hepimiz neşeli bir Noel yaparız. - If ifs and buts were candy and nuts, we'd all have a merry Christmas.

Nasıl şekerleme yapılacağını bilir. - She knows how to make candy.

candy
şeker

Eğer eğerler ve fakatlar şekerleme ve çerez olsalar, hepimiz neşeli bir Noel yaparız. - If ifs and buts were candy and nuts, we'd all have a merry Christmas.

Bifteğini bitir ve sonra bir şeker alabilirsin. - Eat up the steak and then you can have a candy.

candy
kristalleşmek
candy
kristallenmek
candy
şekerlemek
candy
{i} bonbon
candy
{f} şekerle

O çocuk şekerleme için annesiyle alay etti. - That child teased his mother for candy.

Nasıl şekerleme yapılacağını bilir. - She knows how to make candy.

a piece of
bir parça

Benim bir zarfa, bir parça kağıda ve kurşun kaleme ya da bir dolma kaleme ihtiyacım var. - I need an envelope, a piece of paper, and a pencil or a pen.

Bana bir parça bilgi getirdi. - He brought me a piece of information.

candy
{f} şerbet içinde kaynatmak
candy
{i} karamela
candy
candy pull akide şekerine benzer bir şekerin yapılışı nedeniyle gençlerin toplanması
candy
{f} şekerleme haline getirmek
candy
şeker,v.şekerle: n.şeker
candy
çikolata

Tom'un köpeği şeker çubuğunu yedikten sonra, Tom çikolata zehirlenmesinin seviyesini hesaplamak için akıllı telefonunu kullandı. - After Tom's dog ate a candy bar, Tom used his smartphone to calculate the level of chocolate poisoning.

Английский Язык - Английский Язык
candy
a piece of candy

    Расстановка переносов

    a piece of Can·dy

    Турецкое произношение

    ı pis ıv kändi

    Произношение

    /ə ˈpēs əv ˈkandē/ /ə ˈpiːs əv ˈkændiː/
Избранное