aşağıda

listen to the pronunciation of aşağıda
Турецкий язык - Английский Язык
below

If you have a time, could you translate some sentences below, please? - Aşağıdaki cümleleri çevirebilir misiniz, lütfen?

Who lives in the room below? - Aşağıdaki odada kim yaşıyor?

under
downstairs

Tom and Mary are downstairs. - Tom'la Mary aşağıdalar.

He removed his fur jacket downstairs, went up, and knocked lightly on the door. - O, aşağıda kürk ceketini çıkardı, yukarı gitti ve kapıyı hafifçe çaldı.

below; downstairs; down
1. below. 2. downstairs
down there

What are you doing down there? - Sen aşağıda ne yapıyorsun?

Do we know anyone down there who can help Tom? - Aşağıda Tom'a yardım edebilecek birini tanıyor muyuz?

infra
down

He looked down at the valley below. - Aşağıdaki vadiye baktı.

She lives two doors down. - O, iki kapı aşağıda yaşar.

hereinafter
(Bilgisayar) dropped
(Bilgisayar) sub

You can watch movies with English subtitles using this link. - Aşağıdaki linkten, filmleri İngilizce altyazılı olarak izleyebilirsiniz.

The following words are called pronouns and are used as the subject of a sentence. They represent a person or a thing. - Aşağıdaki sözcüklere adıl denir ve cümlede özne olarak kullanılırlar. Onlar bir kişi veya nesne sunarlar.

herein after
(Bilgisayar) except
beneath
low

The actual price was lower than I had thought. - Gerçek fiyat düşündüğümden daha aşağıdaydı.

here below

Complete the formula here below. - Aşağıdaki formülü tamamlayın.

below of
aşağı
below

Who lives in the room below? - Aşağıdaki odada kim yaşıyor?

If you have a time, could you translate some sentences below, please? - Aşağıdaki cümleleri çevirebilir misiniz, lütfen?

aşağı
down

The cat on the tree came down to me. - Ağaçtaki kedi bana doğru aşağıya geldi.

We asked him on the interphone if he could come downstairs quickly. - Çabucak aşağıya gelip gelemiyeceğini içhaberleşmede ona sorduk.

aşağıda belirtildiği gibi
as stated below
aşağıda belirtilen
undermentioned
aşağıda imzası olan
undersigned
aşağıda kalmak
keep down
aşağıda yer alan hükümler uyarınca değiştirmek
(Hukuk) to alter in accordance with the provisions set out below
aşağı
inferior

Tom has an inferiority complex. - Tom bir aşağılık kompleksine sahip.

The bad thing about inferiority complexes is that the wrong people have them. - Aşağılık kompleksleri hakkında kötü şey onlara yanlış insanların sahip olması.

aşağı
minus
aşağı
lowly
aşağı
lower

The actual price was lower than I had thought. - Gerçek fiyat düşündüğümden daha aşağıdaydı.

Hanover is the capital of Lower Saxony. - Hannover Aşağı Saksonya'nın başkentidir.

aşağı
hedge
aşağı
inferior to

There is no reason for you to feel inferior to anyone. - Birinden daha aşağıda olduğunu hissetmek için hiçbir neden yoktur.

aşağı
de
aşağı
second
aşağı
bottom

They are examining him from top to bottom. - Onlar onu yukarıdan aşağıya muayene ediyorlar.

Mary cleaned her apartment from top to bottom. - Mary dairesini baştan aşağı temizledi.

aşağı
less

Tom and Mary are more or less the same size. - Tom ve Mary aşağı yukarı aynı bedendeler.

They are more or less the same size. - Onlar aşağı yukarı aynı boyuttalar.

aşağı
(Bilgisayar) move down

We saw the parade move down the street. - Geçit töreninin caddeden aşağıya doğru ilerlediğini gördük.

aşağı
de-
aşağı
nether
aşağı
down of
aşağı
down on

The victim's body was lying face down on the rug. - Kurbanın vücudu halı üzerinde yüzü aşağıya bakacak şekilde yatıyordu.

Tom started bouncing up and down on the bed. - Tom yatağın üstünde yukarı aşağı sıçramaya başladı.

aşağı
down, downstairs
aşağı
poor in quality, inferior; low in value
aşağı
commonplace, common
aşağı
the lower part, bottom
aşağı
sub

You can watch movies with English subtitles using this link. - Aşağıdaki linkten, filmleri İngilizce altyazılı olarak izleyebilirsiniz.

The following words are called pronouns and are used as the subject of a sentence. They represent a person or a thing. - Aşağıdaki sözcüklere adıl denir ve cümlede özne olarak kullanılırlar. Onlar bir kişi veya nesne sunarlar.

aşağı
hypo
aşağı
lower, down, inferior; common, mean; less; the lower part, bottom; down, below
aşağı
infra
aşağı
the one below
aşağı
under

My chinese is far from perfect, but I can roughly understand everything he is saying. - Benim Çincem mükemmel olmaktan uzak, ama aşağı yukarı onun söylediği her şeyi anlayabiliyorum.

There was a watermill under the dam. - Barajın aşağısında bir su değirmeni vardı.

aşağı
downward
aşağı
downstairs

Jimmy, breakfast is ready. Come downstairs. - Jimmy, kahvaltı hazır. Aşağıya gel.

She came downstairs with a letter in her hand. - Elinde bir mektupla merdivenlerden aşağı indi.

nehirden daha aşağıda
further down the river
Турецкий язык - Турецкий язык
(Osmanlı Dönemi) ATİYEN
aşağı
Değeri daha az
aşağı
Bir yere göre daha alçak yerde bulunan
aşağı
Aşağıya, yere doğru
aşağı
Eğimli bir yerin daha alçak olan yeri
aşağı
Niteliği düşük, kötü
aşağı
Daha küçük, daha az; değer yönünden daha az
aşağı
Bir şeyin alt bölümü
aşağı
Bayağı, adi
aşağı
Bir yere göre daha alçak yerde bulunan: "Aşağı katı, sakin ve daha sıcak olduğu için seçtik."- A. Gündüz
aşağı
Daha küçük, daha az
aşağı
Bir şeyin alt bölümü, yukarı karşıtı
aşağıda
Избранное