şarkı söyleme

listen to the pronunciation of şarkı söyleme
Турецкий язык - Английский Язык
sing

Linda stood up to sing. - Linda şarkı söylemek için ayağa kalktı.

We all felt embarrassed to sing a song in public. - Hepimiz halkın önünde bir şarkı söylemeye utandık.

song

We all felt embarrassed to sing a song in public. - Hepimiz halkın önünde bir şarkı söylemeye utandık.

I like to sing songs. - Şarkı söylemekten hoşlanıyorum.

{i} singing

I carried on singing. - Ben şarkı söylemeyi sürdürdüm.

Singing is an honest and pleasurable entertainment, but one must be careful to avoid singing or taking pleasure in listening to lewd songs. - Şarkı söylemek dürüst ve zevk veren bir eğlence, ama insan müstehcen şarkılar söylememeye veya dinlememeye dikkat etmeli.

chant
şarkı söylemek
sing
şarkı söylemek
sang
şarkı söyle
sing

We enjoyed singing songs together. - Birlikte şarkı söylemekten hoşlandık.

We all felt embarrassed to sing a song in public. - Hepimiz halkın önünde bir şarkı söylemeye utandık.

şarkı söyle
sang

We sang as we walked. - Yürürken şarkı söyledik.

They sang on the stage in turn. - Onlar sahnede sırayla şarkı söylediler.

şarkı söyle
sing a song
şarkı söyle
{f} singing

I carried on singing. - Ben şarkı söylemeyi sürdürdüm.

We enjoyed singing songs together. - Birlikte şarkı söylemekten hoşlandık.

şarkı söyle
sung

Have you ever sung in French? - Hiç Fransızca şarkı söyledin mi?

Until last night, I had never sung in French. - Dün geceye kadar, hiç Fransızca şarkı söylemedim.

hep beraber şarkı söyleme
barbershop singing
şarkı söyle
croon
şarkı söylemek
have a sing
şarkı söylemek
sing a song
şarkı söylemek
chant
şarkı söylemek
descant
şarkı söylemek
a) to sing (a song) b) to chant
Турецкий язык - Турецкий язык
teganni
Şarkı söylemek
teganni etmek
Şarkı söylemek
(Osmanlı Dönemi) TENAGGUM
şarkı söyleme
Избранное