ödenmemiş

listen to the pronunciation of ödenmemiş
Турецкий язык - Английский Язык
unpaid

Sami's unpaid bills were piling up. - Sami'nin ödenmemiş faturaları biriktiriyordu.

Tom has a whole pile of unpaid parking tickets. - Tom'un tam bir deste ödenmemiş park biletleri var.

unsatisfied
dishonoured [Brit.]
outstanding

I have an outstanding debt of 10 dollars. - 10 dolarlık ödenmemiş bir borcum var.

unhonoured [Brit.]
unredeemed
back
unsettled
(çek) unhonored
undischarged
owing
(Ticaret) dishonored
dishonoured
undisbursed

The Commitment Fee is 0.500% per annum on the undisbursed balance of the loan.

ödenmemiş borçlar
outstanding debts
ödenmemiş borçlar
outstandings
ödenmemiş borçlar nedeniyle kapatılan işletmeler
(Hukuk) liquidated enterprises
ödenmemiş hesap
outstanding account
ödenmemiş maaş
back salary
ödenmemiş sermaye
trading capital
ödenmemiş çek
(Ticaret) unpaid check
öde
{f} pay

I'll pay the money for your lunch today. - Bugün senin öğle yemeğin için parayı ben ödeyeceğim.

Can I pay with a credit card? - Kredi kartıyla ödeyebilir miyim?

öde
defray
öde
repay

I only wish there was some way I could repay you. - Keşke sadece sana geri ödeyebileceğim bir yol olsa.

I must repay my debts. - Borçlarımı ödemeliyim.

öde
{f} paid

I paid five dollars to him. - Ona beş dolar ödedim.

I paid him four dollars. - Ona dört dolar ödedim.

öde
shell out
Немецкий Язык - Турецкий язык

Определение ödenmemiş в Немецкий Язык Турецкий язык словарь

Öde
boş arazi
Öde
[die] ıssız yer; sıkıcılık
öde
{'ö: dı} ıssız, tenha; (can) sıkıcı
öde
ıssız
Шведский Язык - Турецкий язык

Определение ödenmemiş в Шведский Язык Турецкий язык словарь

öde
felek
öde
alınyazısı
öde
kader
öde
kadere
öde
kaderi
öde
akıbet
ödenmemiş
Избранное