Their job is to draw plans.
- Onların işi planlar çizmek.
I would like to draw a tree.
- Bir ağaç çizmek istiyorum.
I like to draw pictures.
- Resim çizmekten hoşlanırım.
The young child uses crayons to draw a picture.
- Küçük çocuk bir resim çizmek için renkli kalem kullanmaktadır.
These boots are from Australia.
- Bu çizmeler Avustralya'dan.
I have to wear boots.
- Çizme giymek zorundayım.
Tom is incredibly bad at drawing.
- Tom resim çizmede inanılmaz derecede kötüydü.
Drawing the Japanese flag is very easy.
- Japon bayrağını çizmek çok kolaydır.
NB: This was drawn a long time ago so the quality is low.
- NB:Çok uzun süre önce çizildi bu yüzden kalite kötüdür.
Tom said he would draw a map for her if necessary.
- Tom, eğer gerekirse onun için bir harta çizeceğini söyledi.
Cross out all the wrong answers.
- Tüm yanlış cevapların üstünü çiz.
Cross out the incorrect words.
- Yanlış kelimeleri çiziniz.
The young child uses crayons to draw a picture.
- Küçük çocuk bir resim çizmek için renkli kalem kullanmaktadır.
Be careful not to scratch the furniture.
- Mobilyayı çizmemek için dikkatli olun.
After dinner, we all went into the drawing room.
- Akşam yemeğinden sonra, Hepimiz çizim odasına gittik.
There were some guests waiting in the drawing room.
- Çizim odasında bekleyen bazı misafirler vardı.
Mary could not stop looking at the picture of Sleeping Beauty that Tom had drawn.
- Mary Tom'un çizdiği Uyuyan Güzel resmine bakmaktan vazgeçemedi.
Tom entered the room with his gun drawn.
- Silahını çizilmiş Tom odaya girdi.
I think they're plotting something.
- Sanırım onlar bir şey çiziyorlar.
The young child uses crayons to draw a picture.
- Küçük çocuk bir resim çizmek için renkli kalem kullanmaktadır.