çarpilmis

listen to the pronunciation of çarpilmis
Турецкий язык - Английский Язык

Определение çarpilmis в Турецкий язык Английский Язык словарь

çarpılmış
multiplied
çarpılmış
shocked
çarpılmış
smitten
çarp
impinge
çarp
strike

Then what is love? A disease which can strike people at any age. - Öyleyse aşk nedir? İnsanları herhangi bir yaşta çarpabilen bir hastalıktır.

I swear that it is true, or may lightning strike me down. - Ben bunun doğru olduğuna yemin ederim ya da yıldırım beni çarpsın.

çarp
multiply

To calculate the volume, multiply the length by the width by the depth. - Hacimi hesaplamak için uzunluğu genişlikle ve derinlikle çarp.

To calculate the capacity, multiply the length by the width by the depth. - Kapasiteyi hesaplamak için, uzunluğu genişlikle derinlikle çarpın.

çarp
{f} bang

I just banged my head on something. - Kafamı demin bir şeye çarptım.

The door closed with a bang. - Kapı bir çarpma ile kapandı.

çarp
{f} throb
çarp
{f} multiplying
çarp
{f} pulsating
çarp
multiply by
çarp
pulsate
çarp
hit against
çarp
{f} stub

The thief stubbed his toe on the door. - Hırsız ayak parmağını kapıya çarparak incitti.

çarp
{f} bump

They bumped against each other. - Onlar birbirleriyle çarpıştılar.

Tom bumped into a Mary on his way to school. - Tom okula giderken Mary diye birine çarptı.

çarp
{f} crashing

Tom closed his eyes and listened to the sound of the waves crashing on the beach. - Tom gözlerini kapadı ve sahile çarpan dalgaların sesini dinledi.

He did not die in the collision. Actually, he had a heart attack before crashing. - O, çarpışmada ölmedi, aslında kazadan önce bir kalp krizi geçirdi.

çarp
collide with
çarp
{f} butt
çarp
{f} stricken
çarp
crash

The motorcycle crashed into a car. - Motosiklet bir arabaya çarptı.

Tom says he saw who crashed into Mary's car. - Tom Mary'nin arabasına kimin çarptığını gördüğünü söylüyor.

çarp
multiplied

3 multiplied by 5 is 15. - 3, 5 ile çarpılırsa 15'tir.

yüzle çarpılmış sayı
centuplicate
çarp
pulse
çarp
smite
çarp
multiplyby
çarp
smote
çarp
warp

I think videogames are warping our kids minds. - Ben video oyunlarının çocuklarımızın kafalarını çarpıttığını düşünüyorum.

The door frame is warped and the door won't close properly. - Kapı kasası çarpık ve kapı uygun şekilde kapanmayacak.

çarp
smitten
çarpilmis
Избранное