Tom did a lot of laundry today.
- Tom bugün bir sürü çamaşır yıkadı.
I hung the laundry out to dry last night and by morning it had frozen hard as a rock.
- Dün gece kurutmak için çamaşırı dışarı astım ve sabaha kadar kaya gibi donmuştu.
Is there a washing machine in the house?
- Evde bir çamaşır makinesi var mı ?
The washing machine is a wonderful invention.
- Çamaşır makinesi harika bir icattır.
Don't wash your dirty linen in public.
- Kirli çamaşırlarını ortaya dökme.
The suitcase contained nothing but dirty clothes.
- Valiz kirli çamaşırlardan başka bir şey içermiyordu.
Tom stripped off his dirty clothes and threw them into the washing machine.
- Tom kirli elbiselerini çıkardı ve onları çamaşır makinesine attı.
The suitcase contained nothing but dirty clothes.
- Valiz kirli çamaşırlardan başka bir şey içermiyordu.
Tom bought some rope to use as a clothesline.
- Tom çamaşır ipi olarak kullanmak için biraz ip aldı.
It smells like bleach.
- Bu, çamaşır suyu gibi kokuyor.
Don't mix ammonia and bleach together.
- Amonyak ve çamaşır suyunu birlikte karıştırma.
Tom hung his clothes on the clothesline.
- Tom giysilerini çamaşır ipine astı.
Tom helped Mary hang the clothes on the clothesline.
- Tom Mary'nin giysileri çamaşır ipine asmasına yardım etti.
This washer is so quiet that you could put it in your bedroom.
- Bu çamaşır makinesi o kadar sessiz ki onu yatak odana koyabilirsin.
We bought a new washer.
- Yeni bir çamaşır makinesi aldık.
Mary washes her laundry by hand on a washboard.
- Mary çamaşırını çamaşır yıkama tahtasında elle yıkar.
Don't air your dirty laundry in public.
- Kirli çamaşırlarını herkesin önünde havalandırma.
I need to pick up the laundry.
- Çamaşırları almam lâzım.