Tom kayıt yapmayı durdurdu.
- Tom stopped recording.
Kayıtlar yerine mümkün olduğu kadar çok canlı TV izlemeye çalışıyorum.
- I try to watch live TV as much as possible instead of recordings.
Bu konuşmayı kaydediyor musun?
- Are you recording this conversation?
Sami, Leyla'yı kaydediyordu.
- Sami was recording Layla.
Bizi şimdi kaydetmiyor musun?
- Aren't you recording us right now?
Bunu kaydetmiyor musun?
- Aren't you recording this?
Dan bir ses kaydı ile Linda'nın suçunu kanıtladı.
- Dan proved Linda's guilt with an audio recording.