quarter; region; district; usually in the plural

listen to the pronunciation of quarter; region; district; usually in the plural
İngilizce - Türkçe

quarter; region; district; usually in the plural teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı

part
parça

Anne pastayı üç parçaya böldü. - Mother divided the cake into three parts.

Müzik, hayatımın önemli bir parçasıdır. - Music is an important part of my life.

part
kısım

Teklifin diğer kısımlarını tartıştılar. - They debated other parts of the proposal.

İngiltere'nin birçok kısımlarını ziyaret ettim. - I visited many parts of England.

part
taraf

Polis onu suçun bir taraftarı olarak görüyordu. - The police regarded him as a party to the crime.

Parti Mac tarafından organize edildi. - The party was organized by Mac.

part
kısmen

Üzgünüm. Ben bunun için kısmen sorumluyum. - I'm sorry. I'm partly responsible for it.

Bu yol deprem sonucu kısmen yıkıldı. - This road was partly destroyed in consequence of the earthquake.

part
yarı

Çocuğunuzun doğumundan sonra işinizi yarım gün yapmalısınız. - After the birth of your child, you should make your work part-time.

Yarın akşam bir partimiz var. - We have a party tomorrow evening.

part
ekseriya
part
görev

Topluma yardımcı olmak için görevimi yapmaya çalışıyorum. - I try to do my part to help the community.

Tom zaten görevini yaptı. - Tom has already done his part.

part
yan

Japonca öğrenmenin zor yanı nedir? - What is the hard part of learning Japanese?

Gelecek Cumartesi, yani 25 Ağustos'ta bir parti düzenlenecek. - A party will be held next Saturday, that is to say, on August 25th.

part
{f} ayır

Parti için sandalyeler ayırtıldı. - The seats were reserved for the party.

Bu cihazlar özellikle yüksek kaliteli işçilikle ayırt edilir. - These devices are distinguished by particularly high-quality workmanship.

part
fasıl
part
ayrılmak

O, evinden ayrılmak zorunda kaldı. - He had to part with his house.

Kimsenin partiden ayrılmak için acelesi yoktu. - No one was in a hurry to leave the party.

part
{f} parçalanmak, ayrılmak; bölünmek
part
{f} tarakla ayırmak
part
(ial) parça (lı), kısmi
part
(fiil) ayırmak, tarakla ayırmak, ayrılmak, kopmak, elden çıkarmak
part
{i} parça, bölüm, kısım
part
{i} katkı. z. kısmen
part
{i} hisse, pay
İngilizce - İngilizce
part
quarter; region; district; usually in the plural