precisely! teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı
- kesinlikle
Tom'la tanışmak istememin nedeni kesinlikle bu.
- That's precisely why I need to meet Tom.
O kesinlikle aradığımız adam.
- He is precisely the man we're looking for.
- tamamen
- doğru
Daha doğrusu, hayatın anlamı sorunudur.
- More precisely, it is the question of the meaning of life.
- kesin olarak
Onu nereden buldun? Ormanda bir yerde. Kesin olarak söyleyemem.
- Where did you find it? Somewhere in the forest. I couldn't say precisely.
Kesin olarak konuşursam, sağlıklı düşünmek için en az altı saate ihtiyacım var. Ayrıca mutlu olmak için yedi saate ihtiyacım var.
- Precisely speaking, I need six hours to at least think straight. Additionally, I need seven hours to be happy.
- tam da…
- tıkır tıkır
- eksiksiz olarak
- çok düzenli
- eksiksiz bir biçimde
- saat gibi
- evet
- tam
Tam altıda buraya gel.
- Come here at precisely six o'clock.
Tom ne yaptığını tam olarak biliyor.
- Tom knows precisely what he's doing.
- aynen öyle
- öyle
Neden öyle düşündüğünü bana tam olarak söyle.
- Tell me precisely why you think so.
- tam olarak
Tam olarak ne yapıyorsun?
- What precisely are you doing?
Tom Mary'nin nasıl hissettiğini tam olarak biliyordu.
- Tom knew precisely how Mary felt.
- kesinkes
- elbette
- kusursuz olarak
- tamamiyle
- belli
- açık olarak
- tamam
- tam olarak/kesinlikle
- çok doğru
