paylaştırma

listen to the pronunciation of paylaştırma
Türkçe - İngilizce
allocation
sharing out
apportionment
(Hukuk) disbursement
split up
allotment
{i} partitioning
(Bilgisayar) partition
division
apportion
paylaştırmak
allot
paylaştırmak
split up
paylaştırmak
{f} apportion
paylaştırmak
allocate
paylaştırmak
{f} distribute
paylaştırmak
deal
isteme göre paylaştırma
(Bilgisayar) demand assignment
paylaştırmak
deal something out
paylaştırmak
{f} split
paylaştırmak
divide
paylaştırmak
portion
paylaştırmak
portion something out
paylaş
{f} shared

She shared her piece of cake with me. - O, kek parçasını benimle paylaştı.

Personal life of Larry Ewing was shared in a website. - Bir web sayfasında, Larry Ewing'in özel hayatı paylaşıldı.

paylaş
divvy up
paylaş
{f} sharing

I'm sharing my flat with my brother. - Apartman dairemi erkek kardeşimle paylaşıyorum.

Two male school pupils sharing an umbrella? That's quite a queer situation. - Bir şemsiyeyi paylaşan iki erkek okul öğrencisi? Bu oldukça nonoş bir durum.

paylaş
{f} share

Dorenda really is a nice girl. She shares her cookies with me. - Dorenda gerçekten iyi bir kızdır, o kurabiyelerini benimle paylaşıyor.

Personal life of Larry Ewing was shared in a website. - Bir web sayfasında, Larry Ewing'in özel hayatı paylaşıldı.

paylaştırmak
portion out
paylaştırmak
share
paylaştırmak
carve up
paylaştırmak
carve
farkı paylaştırma
splitting
hepsini paylaştırma
(Bilgisayar) unshare all
müşterek rehberlik, paylaştırma ve hedefleme
(Askeri) joint guidance, apportionment, and targeting
paylaştırmak
share out
paylaştırmak
to portion sth out, to carve sth up, to deal sth out, to share, to divide, to apportion
paylaştırmak
to divide and distribute (something) in shares among (two or more people); to see that (something) is divided and distributed in shares among (two or more people)
paylaştırmak
sever
paylaştırmak
serve out
paylaştırmak
(Hukuk) to distribute
paylaştırmak
mete out
rehberlik, paylaştırma ve hedefleme kurulu
(Askeri) guidance, apportionment, and targeting board
Türkçe - Türkçe
Paylaştırmak işi
Paylaştırmak
parselletmek
paylaştırmak
Herkese kendi payına düşeni aldırmak veya vermek
paylaştırma