İngilizce - Türkçe
past participle of experience teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı
- experienced
- deneyimli
O genç ama deneyimli.
-He is young, but experienced.
Daha deneyimli bir avukat, dava ile farklı bir şekilde ilgilenirdi.
-A more experienced lawyer would have dealt with the case in a different way.
- experienced
- tecrübeli
Gerçekten çok genç ama yaşına göre çok tecrübeli.
-Indeed he is young, but he is well experienced for his age.
Amsterdam yakınında tecrübeli bir C ++ programcısı arıyoruz.
-We are looking for an experienced C++ programmer near Amsterdam.
- experienced
- {f} dene
Daha deneyimli bir avukat, dava ile farklı bir şekilde ilgilenirdi.
-A more experienced lawyer would have dealt with the case in a different way.
Deneyimli pilotlara acil bir ihtiyaç vardır.
-There is an urgent need for experienced pilots.
- experienced
- gör/geçir
- experienced
- pişkin
- experienced
- {s} görmüş geçirmiş
- experienced
- {s} görgülü
- experienced
- {s} usta
- experienced
- {s} kaşarlanmış
İlgili Terimler
İngilizce - İngilizce
past participle of experience teriminin İngilizce İngilizce sözlükte anlamı
- experienced
- past participle of
- awoken
- past participle of
- unfastened
- past participle of
- unblocked
İlgili Terimler
past participle of experience
Heceleme
past par·ti·ci·ple of ex·pe·ri·enceTelaffuz
Resimler
Favoriler