out of breath

İngilizce - Türkçe

out of breath teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı

soluk soluğa

nefesi kesilmek

nefes nefese

Tepeye kadar koştuktan sonra, ben tamamen nefes nefese kaldım. - After running up the hill, I was completely out of breath.

O, tepelerde aşağı yukarı yürürken nefes nefese idi. - She was out of breath from walking up and down hills.

soluğu kesilmiş

nefesi kesilmiş

nefessiz

Tom o kadar nefessiz kaldı ki zorla nefes alabiliyordu. - Tom was so out of breath that he could hardly speak.

İlgili Terimler

be out of breath

nefesi kesilmek

be out of breath

katılmak

be out of breath

soluğu kesilmek

be out of breath

(deyim) soluksuz kalmak

be out of breath

nefessiz kalmak

be out of breath

(deyim) soluk alamamak

be out of breath

soluk soluğa olmak

to be out of breath

soluk soluğa olmak

to be out of breath

soluğu kesilmek

to be out of breath

nefes nefese olmak

to be out of breath

nefesi kesilmek

İngilizce - İngilizce

out of breath teriminin İngilizce İngilizce sözlükte anlamı

breathing with difficulty

We were all out of breath when we got to the summit.

short of breath, lacking breath

breathing laboriously or convulsively

Türkçe nasıl söylenir

aut ıv breth

Eş anlamlılar

breathless, dyspneic, panting, short of breath, short-winded, winded

Telaffuz

/ˈout əv ˈbreᴛʜ/ /ˈaʊt əv ˈbrɛθ/

Etimoloji

[ 'aut ] (adverb.) before 12th century. Middle English, from Old English ut; akin to Old High German uz out, Greek hysteros later, Sanskrit ud up, out.