okşa

listen to the pronunciation of okşa
Türkçe - İngilizce
{f} pet

Tom bent down to pet his dog. - Tom köpeğini okşamak için eğildi.

Tom reached down to pet his dog. - Tom köpeğini okşamak için elini aşağıya uzattı.

{f} petting

I'm not petting their dog. - Onların köpeğini okşamıyorum.

fondle

If you leave, I'll tell all the world you fondle me while I sleep. - Eğer gidersen, tüm dünyaya ben yatarken beni okşadığını söylerim.

Tom fondled Mary's breasts. - Tom Mary'nin göğüslerini okşadı.

blandish
{f} caress

The boy caressed the girl's chin and kissed her cheek. - Oğlan kızın çenesini okşadı ve yanağından öptü.

She caressed her baby lovingly. - Sevgiyle bebeğini okşadı.

{f} fondling
{f} caressing
okşa