of a musical scale in which some notes are sounded flat

listen to the pronunciation of of a musical scale in which some notes are sounded flat
İngilizce - Türkçe

of a musical scale in which some notes are sounded flat teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı

minor
yardımcı
minor
{i} üniversitede ikinci branş
minor
ikinci derecede olan
minor
(İnşaat) azınlık

Küçük ama sesli bir azınlık, toplantının kesilmesine yol açtı. - A small, but vocal minority, disrupted the meeting.

Azınlık haklarını korumalıyız. - We have to stand up for minority rights.

minor
ufak

Dan ufak yaralarla kurtuldu. - Dan survived with minor injuries.

Tom ufak bir kazaya karıştı. - Tom was involved in a minor accident.

minor
(Ticaret) daha önemsiz
minor
küçük

Bana babamın servetinden küçük bir pay verildi. - I was given a minor share of my father's wealth.

Bu sadece küçük bir başarısızlık. - It's only a minor setback.

minor
minör
minor
ikincil
minor
ergin olmayan çocuk
minor
daha küçük
minor
üniversitede ikinci branşa ait
minor
{i} ergin olmayan kimse, rüştünü ispat etmemiş kimse
minor
kücük
minor
rüştünü ispat etmemiş kimse
minor
rüştünü ispat etmemiş
minor
{s} reşit olmayan

Almanya'da 18 yaşından küçükseniz reşit olmayan bir kimsesinizdir. - In Germany you're a minor if you're younger than 18 years old.

Tom'un çalıştığı bar reşit olmayan kimselere alkollü içki sattığı için ruhsatını kaybetti. - The bar where Tom works lost its license because they had been selling alcoholic drinks to minors.

minor
önemi az
minor
{i} (üniversitede) yardımcı branş. 3
minor
(Tıp) Küçük (Parvus'un komparatif şekli), minoris
İngilizce - İngilizce
minor
of a musical scale in which some notes are sounded flat

    Heceleme

    of a mu·si·cal scale in which some notes are sounded flat

    Türkçe nasıl söylenir

    ıv ı myuzîkıl skeyl în hwîç sʌm nōts ır saundıd flät

    Telaffuz

    /əv ə ˈmyo͞ozəkəl ˈskāl ən ˈhwəʧ ˈsəm ˈnōts ər ˈsoundəd ˈflat/ /əv ə ˈmjuːzɪkəl ˈskeɪl ɪn ˈhwɪʧ ˈsʌm ˈnoʊts ɜr ˈsaʊndəd ˈflæt/