not arriving until after an expected time

listen to the pronunciation of not arriving until after an expected time
İngilizce - Türkçe

not arriving until after an expected time teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı

late
{s} gecikmiş

Üzgünüm, muhtemelen yaklaşık 20 dakika gecikmiş olacağım. - Sorry, I'm probably going to be about 20 minutes late.

Alışılageldiği üzere gecikmişti. - He was late as usual.

late
{s} geç kalan

Geç kalanlar için bir ceza düşünülüyor mu? - Is a punishment for latecomers being considered?

Bu iş yerinde, geç kalanlar için sert ve hızlı kurallar var. - The company has hard and fast rules against lateness.

late
Hiç olmamaktansa varsın geç olsun
late
{s} son zamanlarda olan
late
late in the day günün nihayetine doğru
late
ölen
late
ölmüş
late
müteveffa
late
{s} son

Üç saat sonra eve geri döndü. - He returned home three hours later.

Acele et, yoksa son treni kaçıracaksın. - Hurry up, or you will be late for the last train.

late
geç ol

O, o kadar geç olmasına şaşırdı. - She was surprised that it was that late.

Akşam yemeği geç olacak gibi görünüyor. - It seems that supper will be late.

late
muayyen zamandan sonra
late
ölü

Herkes er ya da geç ölür. - Everyone dies sooner or later.

Hepimiz er ya da geç ölürüz. - We all die sooner or later.

late
sonuna doğru
late
sonlarında

Ağustos ayı sonlarında İtilâf Devletleri, Paris'i ele geçirdi. - In late August, the Allied forces captured Paris.

Tom otuzlu yaşların sonlarında. - Tom is in his late thirties.

late
rahmetli

Rahmetli kocası kemancıydı. - Her late husband was a violinist.

Rahmetli arkadaşımın kızı Babamın ruhu için dua edeceğim. dedi. - My late friend's daughter said, I will pray for my father's soul.

late
early and late erken veya geç demez
late
vakti saatisooner or later ergeç
late
geç kalınmış
late
{s} sabık, eski
İngilizce - İngilizce
late
not arriving until after an expected time

    Heceleme

    not ar·ri·ving un·til af·ter an expected time

    Türkçe nasıl söylenir

    nät ırayvîng ıntîl äftır ın îkspektıd taym

    Telaffuz

    /ˈnät ərˈīvəɴɢ ənˈtəl ˈaftər ən əkˈspektəd ˈtīm/ /ˈnɑːt ɜrˈaɪvɪŋ ənˈtɪl ˈæftɜr ən ɪkˈspɛktəd ˈtaɪm/