nonverbal communication

listen to the pronunciation of nonverbal communication
İngilizce - Türkçe

nonverbal communication teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı

language
{i} dil

İnternette Tatar dilinde çok az site vardır. - There are few sites in the Tatar language on the Internet.

Dilinizi anlayabiliyorum. - I can understand your language.

language
lisan

Güzel Fransızca lisanı kayboldu. - The beautiful French language is lost.

Lisan Laboratuvarını kullanabilir miyiz? - May we use the language lab?

language
{i} mesleki dil
language
(Dilbilim) dil yetisi
language
(Bilgisayar) konuşulur

Kore'de hangi dil konuşulur? - What language do they speak in Korea?

Bir dil ne kadar çok ülkede konuşulursa, yerli konuşanı gibi ses çıkarmak o kadar daha az önemlidir, çünkü o dilin konuşanları değişik lehçeler duymaya alışkındır. - The more countries a language is spoken in, the less important it is to sound like a native speaker, since speakers of that language are accustomed to hearing various dialects.

language
edebiyat
language
(Dilbilim) dilyetisi
language
sertlanguage
language
ağır söz
language
kompütör lisanı
language
(Askeri) DİL, MAKİNA DİLİ: Haber ve bilgileri göstermek ve bunları halk arasında veya halkla makina arasında alıp vermek için kullanılan bir sistem. Böyle bir sistem; dikkatle belirtilmiş bir harf grubu ile bu harfleri kelime veya ifade şeklinde daha geniş birimler halinde birleştiren kurallardan ve özel anlamlar meydana getirecek kelime düzme ve kullanma kurallarından ibarettir
language
finger language sağırların kullandığı parmak işaretleri ile konuşulanstrong language küfür
language
bir kabileye veya bir yere mahsus lehçe
language
herhangi bir ifade tarzı
language
konuşma kabiliyeti
İngilizce - İngilizce
Communication in a form other than written or spoken words, such as gestures, facial expressions or body language
language
nonverbal communication

    Heceleme

    non·ver·bal com·mu·ni·ca·tion

    Türkçe nasıl söylenir

    nänvırbıl kımyunıkeyşın

    Telaffuz

    /nänˈvərbəl kəˌmyo͞onəˈkāsʜən/ /nɑːnˈvɜrbəl kəˌmjuːnəˈkeɪʃən/