nightfall

listen to the pronunciation of nightfall
İngilizce - Türkçe
akşam vakti
akşam karanlığı

Akşam karanlığında, yirmi dokuz kişilik bir grup o otele geldi. - At nightfall, a group of twenty-nine came into that hostelry.

{i} akşam üzeri

Gökyüzünün görünümünü bakılırsa, biz akşam üzeri bir duş olabiliriz. - Judging from the look of the sky, we might have a shower before nightfall.

akşam karanlık
gece karanlığı
dark
koyu

O koyu mavi bir eşarp taktı. - She wore a dark blue scarf.

Tom evinde koyu renklerden hoşlanmaz. - Tom doesn't like dark colors in his home.

dark
{i} koyu renk

Tom koyu renkleri giymeyi seviyor. - Tom likes to wear dark colors.

Tom her zaman siyah giyer ya da bir diğer koyu renk. - Tom always dresses in black or some other dark color.

dark
dark kara gözlü
dark
{s} kasvetli

Eğer o çok mutluysa, romanları neden bu kadar kasvetli? - If he's such a happy person, why are his novels so dark?

dark
{s} loş

Karanlıkta loş bir ışık gördük. - We saw a dim light in the darkness.

dark
kapanık
dark
{s} ışıksız
dark
dark horse beklenilmediği halde partisi tarafından aday gösterilen adam
dark
az sütlü dark blue lacivert
dark
{s} kötü

Beth kötü erkek kardeşinden dolayı karanlıktan korkuyor. - Beth is afraid of the dark because of her evil brother.

Hava karardı ve daha da kötüsü yağmur yağmaya başladı. - It got dark, and what was worse, it began to rain.

dark
karaca
dark
esmer

O esmer ve yakışıklı. - He's dark and handsome.

Mary her zaman uzun boylu, esmer ve yakışıklı bir adama kavuşmanın hayalini kurdu. - Mary always dreamed of meeting a tall, dark, and handsome man.

dark
siyaha yakın
dark
(isim) karanlık; akşam; koyu renk; belirsizlik, bilgisizlik; gölge
dark
{i} bilgisizlik
dark
{s} gizli

Onun gizli bir sırrı var. - He has a dark secret.

Tom Mary'ye en gizli sırrını fısıldadı. - Tom whispered his darkest secret to Mary.

dark
{s} gizli, esrarlı
dark
{s} cehalet içinde
dark
{i} belirsizlik
dark
{s} asık suratlı
İngilizce - İngilizce
The close of the day; the coming of night
Nightfall is the time of day when it starts to get dark. I need to get to Lyon by nightfall = dusk. the time when it begins to get dark in the evening = dusk
the time of day immediately following sunset; "he loved the twilight"; "they finished before the fall of night"
The close of the day
{i} coming of night; coming of darkness
night
dark
nightfall